"Bu kudsi mükaleme-i mi'raciyeyi geniş manasıyla okumak, teşehhüd de umum İslamın farz bir vazifesi olmuş." Farz vazife kısmını nasıl anlayabiliriz?
Değerli Kardeşimiz;
"Yani, dört kelimeler ile umum zîhayatın dört taifesinin ezelî, ebedî ilmin cilveleriyle Allâmü'l-Guyûba karşı tahiyyelerini, tebriklerini, ubudiyetlerini, güzel marifetlerini gösterdiğinden, bu kudsî mükâleme-i Miraciyeyi geniş mânâsıyla okumak, teşehhüdde umum İslâmın farz bir vazifesi olmuş. O kudsî mükâlemenin izahatını Risale-i Nur'a havale edip, gayet kısa dört işaretle bir mânâsını beyan edeceğiz..."(1)
Tahiyyât iki, üç ve dört rekât olarak kılınan bütün namazların sonunda okunduğu gibi, iki rekâttan fazla olan üç ve dört rekâtlı namazlarda, ikinci rekâtın sonunda da okunur. Son oturuşlarda Tahiyyât'ı okuyacak kadar oturmak farzdır; ancak Tahiyyâtı okumak farz değildir. Son oturuşta da, ikinci rekâtın sonunda da Tahiyyât'ı okumak vaciptir. Okunmadığı takdirde, namazın sonunda sehiv secdesi yapılır.
Belki Üstad Hazretleri hem bu mânayı hem de ümmetin değişmez ve müstemir bu âdeti ifade etmek için farz ifadesini kullanmış. Bazı sünnetler vardır ki, hüküm olarak farz olmasa bile farz kadar ehemmiyet kazanmıştır. Tahiyyat da bu kabilden bir sünnettir. Risale-i Nurlardaki ibarelere fıkhî bir nazarla bakmak yanlış olur. Üstad Hazretleri açık ve sarîh bir dil ile fetva vermiş ise o başka.
(1) bk. Şualar, On Beşinci Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü