"Canavar bir hayvana karşı kendini zaif göstermek, onu hücuma teşcî ettiği gibi, canavar vicdanı taşıyanlara karşı dahi dalkavukluk etmekle zaaf göstermek, onları tecâvüze sevk eder..." izah eder misiniz?
Günlük hayatta egosu kuvvetliler genellikle karşıdaki şahsı büyüklükle ezebiliyorlar, bunlara karşı hareket tarzımız ne olmalıdır? İdare etmek ile zaaf ayrımını nasıl yapmalıdır?
Değerli Kardeşimiz;
Dalkavukluk ve tabasbus ayrı şey, müspet ve mutedil hareket etmek ayrı şeydir. Dalkavukluk, o vicdansızlara yaranmak için yağcılık çekmek ya da her denilene boyun eğmek demektir. Zalimlere boyun eğmemenin bir çok tarzı ve şekli vardır. Onlara karşı izzet ve vakarlı olmak da bir boyun eğmemektir. Onların hakaretine vakarla cevap vermek gerekir, aynı ile mukabele etmek gerekmiyor.
Müspet ve mutedil hareket etmek muktezayı hale uygun hareket etmek demektir. Zillet içinde olmak veya haksızlık karşısında uysal olmak, müspet hareket etmek anlamına gelmiyor. Halin gereği ne ise ona uygun bir tavır almak müspet hareketin en temel esasıdır. Mesela vatan işgal edilmiş, kılıçlar kuşanılmıştır. Bu hale en mutabık ve müspet cevap vermek ancak cihat ile olur. Yoksa, ben şiddete ve kavgaya karşıyım diyerek cihadı terk etmek müspet değil, menfi bir davranış olur. Barış ortamında da silahlı cihada başvurmak müspet değil, menfi hareket olur.
Dahilde, yani İslam toplumunda şiddet ve fitne ayet ve hadislerle men edilmiştir. İslam toplumunda iktidar ne kadar zalim ve menfi de olsa, ekser masumların istirahatı ve asayişin temini için bazı şahsi haklardan feragat etmek ve toplumu kaosa sürüklememek için müspet hareket etmek gerekir. Yoksa, ben haklıyım kimseye boyun eğmem deyip tahrikkarane hareket etmek müspet hareket kapsamına girmez. Çok büyük İslam alimleri ve kahramanları sırf toplumun selameti için zalim sultanların raiyetinde kalabilmiştir. Bu tarz hareket onları zelil yapmaz, aksine feragat sahibi yapar.
Üstad Hazretlerinin müspet hareket tarzı, hem iman hizmetinin selameti için hem de dahilde fitne ve fesada geçit vermemek içindir. Ayrıca Üstad Hazretleri müspet hareket şemsiyesi altında sivil itaatsizlik metodu ile o zalimlere karşı asla boyun eğmemiştir.
Hazreti Osman (ra)’in şehit edildiği fitne ortamında Hazreti Ali (ra) Efendimizin, dahilde fitne çıkmamak için bir takım fesatçılara sert bir müdahalede bulunmaması meseleye ışık tutar mahiyettedir. Yoksa, yeri ve zamanı geldiğinde, o fitnecileri ve zalimleri çok şiddetli bir şekilde cezalandırmıştır. Öyle ise müspet hareket etmeyi bir halin tavrına hapsetmek yanlış olur. Müspet hareket her halin gereğine uygun hareket etmektir.
Müminler bir zulüm ve haksızlığı düzeltme hususunda güçleri yetmiyor ya da bir fitne çıkma durumu olduğu zaman şu ayetin terbiyesi ile hareket ederler:
"O kullar, yalan şahitlik etmezler. Boş söz ve işlere rastladıklarında, vakarla oradan geçip giderler." (Furkan, 25/72)
Bu manayı kibirli ve egoistlere de tatbik edebiliriz. Yani bu tiplere karşı vakur ve mutedil durmalıyız. Şayet mevki ve gücü ziyade ise, vakarla oradan geçip gitmeliyiz. Niza ve karmaşaya asla kapı açmamalıyız.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar