"Daire-i mümkinat içinde, kader-i İlâhînin yazar bozar bir levhası hükmünde ve kudret-i İlâhiyenin kavânîn-i icraatına tebeddül ve tagayyür eden bir defteri olabilen ve pek yanlış ve hata olarak tabiat,.." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Kader; kelime manası itibariyle takdir, vezinli ölçü, miktar, ilim, plan ve program mânâlarına gelir.

Istılahi manası itibariyle kader; varlıkların ve hâdiselerin bütün halleri ve vasıflarıyla, sebepleri ve şartlarıyla, haiz olacakları kuvvet ve kabiliyetleriyle, varlık âlemine gelecekleri zaman ve mekânlarıyla Cenâb-ı Hak tarafından ezelde tâyin buyurulması ve bir tertib ile kaydedilmesi demektir.

Kader, bir iman rüknüdür ve şöyle tarif edilir: “Kader, Hak Teâlâ’nın, ezelden ebede kadar olmuş ve olacak her şeyin, her şeyini ve her hâlini, zamanını ve mekânını, sıfatlarını ve özelliklerini ezelî ilmiyle bilip, ona göre, takdir etmesidir.”

Levh-i Mahfuz ise; her şeyin kayıt altına alındığı büyük defter demektir. Bu deftere yazılan bütün yazılar kaderden geliyor demektir.

Levh-i Mahv-İspat, Bediüzzaman’ın ifadesiyle;

“Levh-i Mahv-İsbat ise, sabit ve daim olan Levh-i Mahfuz-u A’zam’ın daire-i mümkinatta, yani mevt ve hayata, vücud ve fenaya daima mazhar olan eşyada mütebeddil bir defteri ve yazar bozar bir tahtasıdır ki, hakikat-ı zaman odur.” (bk. Sözler, Otuzuncu Söz, s. 548)

Cenab-ı Hak, ilmindeki manalardan bir kısmını zamanın sayfasında yazmakta, daha sonra ölüm kanunuyla bunları silip yenilerini göstermektedir.

Eşyanın Allah’ın ilmindeki halinde zaman söz konusu değildir; ezel- ebed beraberdir. Bunların vücuda gelmeleri belli bir tertip ve sıra iledir, böylece zaman ortaya çıkmaktadır.

Ezbere bildiğimiz bir şiirin başı ve sonu ilmimizde beraberce bulunur. Ama bunu söylemeye veya yazmaya başladığımızda belli bir sıra ortaya çıkar.

Bir insanın ömrü boyunca geçireceği devreler, nutfede mevcuttur; ama Kitab-ı Mübin dediğimiz bu âlemde daha geniş ve ayrıntılı görüntüler var. Ayrıca Levh-i Mahv ve İspat dediğimiz levhada, şartların yerine gelip gelmediği de kontrol edilmektedir. Yani bir adamın başına gelecek şeylerin tayin ve tespiti Levh-i Mahv ve İspat'ta gerçekleşir.

İlm-i İlâhî'nin değişmesi muhaldir. Ezelden ebede kadar olmuş ve olacak bütün hâdiseler gibi, ata kanununun tatbikatı da o ilmin şümûlündedir. Bu kader değişmez. Değişiklikler sabit ve derin olan Levh-i Mahfûz'un daire-i mümkinatta bir defteri ve yazar bozar tahtası hükmündeki Levh-i Mahv ve isbat'ta olmaktadır. Önce takdir edilen nice cezalar, daha sonra tövbe vesilesiyle ve ata kanunu ile affedilmekte, Levh-i Mahv ve İsbat'tan silinmekte ve kaza edilmemektedir. Nitekim bir âyet-i kerîmede şöyle buyurulmaktadır:

"Allah dilediği şeyi mahveder ve dilediğini isbat eder. Nezdinde kitabın aslı olan Levh-i Mahfuz vardır."(Ra'd, 13/39)

Kalem ve defter tabirleri; bir temsil ve teşbihtir. Malum; ince ve latif hakikatler temsil ve teşbih dürbünü ile akla yaklaştırılır. Buradaki defter ve kalem tabirlerinden, kalem kaderi temsil ediyor, Kudretin yazar bozar defteri ise; levh-i mahv-ı ispattır.

Materyalist tabiatçılar ise; levh-i mahv-ı ispatın manevî vücudunu hissedip, yanlışlıkla tabiat demişler.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 14.284
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Adem68474

fihriste-i san’at-ı Rabbâniyeyi cihetini izah edermisiniz?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale
Rabbani sanatların, İlahi eserlerin özeti, fihristi, içindekiler kısmı anlamına geliyor. Yani tabiat denilen şey Allah'ın yaratmış olduğu sanat ve eserlerinin tamamını içine alan fihristvari biz özettir. Herşeyin Rabbi olan Allah'ın sanatlı bir şekilde yarattığı varlıkların özeti ve listesi gibi anlamlara geliyor. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...