"Eğer mümkinat cihetinden cüz´i fikriyle, müşteri nazarıyla bakarsa, zaif bir vehim bile onun nazarında bir dağ gibi olur." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Buradaki “müşteri nazarı” tabiri, dikkatlice ve etraflıca bakmak ve fikrin bir şey üstünde hareket edip tefekkür etmesi manasındadır.
Meselâ; küfür ve inkâr, insanın üstünde bizzat düşünüp, bütün yönlerini inceleyerek kabul edip inandığı bir şey değildir. Yani kâfirin fikri ve aklı, küfür üstünde hareket etmiyor; ona müşteri nazarı ile bakmıyor, incelemiyor. Küfür, kâfir için, sadece kendini aldatmak ve kandırmak sadedinde ürettiği bahaneler ve sebeplerdir.
Küfür ve inkâr ya inattan ya peşin hükümden ya cehaletten ya dikkatsizlikten, ya taassubtan, ya da ihatasızlıktan gelen bir kabulleniştir. Yoksa hiç kimse bilerek ve isteyerek, küfrü tercih ediyor değil. Bazı sebeplerle, kendisini küfrün içinde buluyor ve bir daha da çıkamıyor.
İman ise akıl ve fikrin hareketinden ve düşünmesinden hâsıl olan bir haldir. Yani mü’min, imanın her cihetini ölçüp biçip öyle kabul ediyor ve etmelidir. Aksi takdirde, taklidi ve her zaman sarsılan bir imanı olur ki, maalesef günümüzde bu güzergâhta seyreden insanların sayısı az değildir. Tahkikî imana sahip bir mü’min, onun sebeplerini makul ve kabul edilebilir, olduğunu gördüğü için imana geliyor. Allah’ın varlığına ve birliğine işaret eden sayısız delilleri görüyor ve okuyor, ondan sonra iman ediyor.
İman getirmek, fikrin hareket etmesi ve muhakemenin tahkikatı ile hâsıl olan bir şeydir. İnsan, Allah’ı düşünmeden ve O’nun varlığına ve birliğine işaret eden delilleri görmeden iman edemez. Avam bir insan Allah’ın varlığına işaret eden delillerin hepsini belki göremez, ama kendince basit ve herkes tarafından anlaşılabilecek delilleri görebilir ve fikrini ve imanını bu delile yaslayabilir. Bu herkese müyesser olabilecek bir halettir.
İman, müşteri nazarı ile bakmanın bir neticesi oluyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Hülâsa: Allah'ın sun'una, ef'âline, kelâmına, temsilâtına, üslûplarına, inâyet ve rububiyetini mülâhaza etmekle beraber, Allah'ın cânibinden bakmak lâzımdır. Bu bakış da, ancak nûr-u imanla olur. Bu itibarla, vehimler olsa bile, ancak örümcek ağının kıymet ve kuvvetinde olur. Eğer mümkinat cihetinden cüz'î fikriyle müşteri nazarıyla bakarsa, zayıf bir vehim bile onun nazarında bir dağ gibi olur. Cûdi Dağını gözün rüyetinden men eden sineğin kanadı gibi, zayıf, küçük bir vehim de hakikati onun gözünün görmesinden setreder.İşârâtü'l-İ'câz
Burada iki ön koşul var birisi mümkünat cihetinden diğeri de cüzi fikri ile deniliyor bu iki ön koşul müşteri nazarını körelten ön koşullar. Cevapta müşteri nazarı koşulsuz ve genel manası ile tarif ediliyor. Konu açısından düşünülürse müşteri nazarı burada olumsuz anlamda kullanılıyor. Ama genel ve koşulsuz olarak müşteri nazarı olumludur. Biz genel anlamda ifade ettiğimiz için cevap biraz soruya uygun düşmemiş bu noktada hakkınız var. Ama sorudan bağımsız olarak cevapta bir yanlışlık ve hata bulunmuyor.