"En büyük bir nimet olan vücudu, bu vücudumda büyütmek ve çoğaltmak için hayatı verdi." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Bütün güzelliklerin, hayırların, iyiliklerin, lezzetlerin var olması; ancak vücuda bağlıdır; vücud olmasa hepsi yok olur. Vücud, varlık, var olmak demektir. Allah'ın ilminden, O’nun iradesi ile kudret dairesine ve varlık sahasına intikal etmektir.
On katlı bir bina düşünelim, bu binanın temeli; vücud, yani varlık olsun. Onun üzerine yapılmış birinci kat; hayat katı olsun, ikinci katı; ruh katı, üçüncü katı; insanlık katı, dördüncü katı; iman ve İslam katı ve hakeza. Her bir kat büyüyerek ve genişleyerek yükseliyor.
Hayat varlıktan, ruh ise hayattan, şuur ise ruhtan, iman da şuurdan daha geniş ve büyük bir dairedir. İman sayesinde insan sadece kâinatla değil, ahiret ve Allah ile muhatap oluyor. Demek imanda daha geniş ve küllî bir nimet yüzü var.
Nimetler içinde en büyük ve birinci sıra; yokluktan varlığa çıkmaktır, yani varlık nimetidir. Ondan sonra hayat nimeti gelir ki; onun sahasını ve istifadesini genişletir. İnsan, hayat sayesinde bütün kâinat ve içindeki nimetler ile alakadar hale gelir.
Dağda hayat bulunmadığı için, sadece bulunduğu mekân ile alâkadardır. Ama arı, hayat sayesinde bütün kâinatla irtibatlıdır. Zira hayat, o kadar çok şartın bir araya toplanması ile teşekkül ediyor ki, bu şartlardan birisi sönse, hayat da söner. Hayat, bütün kâinat fabrikasının çalışmasından hâsıl olan bir netice ve bir meyvedir. Bu yüzden hayat, kâinatın bir hülasası gibidir. Kâinatın umumunda azametli olarak tezahür eden; Allah’ın isim ve sıfatları, kâinattan hâsıl olan hayatta da okunaklı olarak tecelli eder. Yani bir arının hayatı; mâna itibari ile kâinata denktir. Arı, üzerinde gösterdiği hayat sayesinde, Allah’ın isim ve sıfatlarına ayinedarlık ediyor.
İnsan, küllî istidadı, harika cihazları ve mükemmel duygularıyla, bütün kâinatı kucaklayacak bir mahiyettedir. Aynı zamanda insan, Allah’ın bütün isim ve sıfatlarına en cami’ bir aynadır. Bu yüzden kâinat ve mevcudatın halifesi ve kumandanı hükmündedir.
Demek hayat, varlık nimetinin sahasını genişleten ikinci büyük bir nimettir. İnsandaki göz, kulak, kalb ve akıl gibi duygu ve latifeleri işleten ve kâinat ile münasebet kurduran hayattır. Demek varlık nimetini genişleten ve büyüten hayattır.
Ruh, şuur, iman gibi diğer küllî nimetler, hepsi varlık ve hayat üzerine bina olunan nimetler sınıfındandır. Yani varlık ve hayat ile mâna kazanıp işleyebilirler.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü