"En zayıf, en aptal hayvanların en iyi beslenmesi ve en aciz ve en nazik mahlukların en iyi rızkı yemeleri" Rezzakiyet kanunundaki bu misal insanlar için genel bir kaide olur mu?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, en parlak bir mu'cize-i san'at-ı Samedaniye ve bir hârika-i hikmet-i Rabbaniye olan hayatı kim vermiş, yapmış ise; rızıkla o hayatı besleyen ve idame eden de odur. Ondan başka olmaz... Delil mi istersin? En zaîf, en aptal hayvan; en iyi beslenir (Meyve kurtları ve balıklar gibi). En âciz, en nazik mahluk; en iyi rızkı o yer (Çocuklar ve yavrular gibi)."(1)
Üstat, Lemeat adlı eserinde “Hayatın hakkı şâmil ve ammdır.” buyurur. Rızık, hayatın hakkıdır. Allah neye hayat vermiş ise onun rızkını da veriyor. Rezzak ancak O’dur. Buna bir misal olarak da en aptal hayvanların en iyi beslenmeleri nazara veriliyor.
Bu misali insanlara teşmil edemeyiz ve “En aptal insanlar en iyi beslenirler.” diyemeyiz. Üstad Hazretleri, “İnsana cüz’i irade verildiğinden ve yine insanın kuvvelerine bir had konulmadığından muamelatta zulümlerin ortaya çıktığını” ifade ediyor. Bununla beraber bazı tilki zekalı kişilerin yarı aç yarı tok dolaşıp, safi zihinli insanların çok sağlıklı ve güzel beslenmesi de ihmal edilmemelidir.
İnsan zalim olmamalı, mazlum olmamak için de iradesini ve kuvvetini kullanmalıdır. Aksi halde, hakkını başkalarına kaptırır ve perişan bir hayat geçirmeye mahkûm olur.
Şu var ki, paranın ve servetin rızık olmadığını da unutmayalım. Parayı biz kazanabiliriz, ama rızık olan şeyleri kendimiz yapamayız, meyve için ağaca, balık için denize muhtacız. Onlar, Allah’ın askeridir ve O’nun ihsanını bize takdim eden birer “tablacı” hükmündedirler.
“Küre-i arz mağazasından me'kulât ve meşrubat ve libas ve sair ihtiyaçlarınızı temin ediyorsunuz. Parasız aldığınız bu malları İlahî hazineden almayıp birer birer esbaba yaptıracak olursanız, acaba bir nar tanesini ne kadar zamanlarda elde edip, ne kadar pahalı alacaksınız? Çünki o nar, bütün eşya ile alâkadardır. Az bir zamanda, az bir kıymetle husule gelmesi imkân haricidir.”(2)
Paramızın fazla olması durumunda büyük gayrimenkuller satın alabiliriz, fabrikalar kurup işyerleri açabiliriz; ama rızkımızı aynı ölçüde artırdığımızı söyleyemeyiz.
Rızık, Allah’ın sonsuz ihsanlarından, bizim faydalanabildiğimiz kısımdır. Aşırı zengin olmalarına rağmen, gerek iş yoğunluğundan gerekse sağlık durumundan dolayı istedikleri her şeyi yiyemeyen insanların sayısı az değildir.
Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) bu hakikati şöyle ifade etmektedir:
“İnsanoğlu 'malım malım' der. Halbuki âdemoğlunun yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip gönderdiğinden başka, kendisinin olan neyi var? (Gerisini ölümle terk eder ve insanlara bırakır).” (Müslim, Zühd 3-4)
Dipnotlar:
(1) bk. Sözler, Beşinci Söz.
(2) bk. Mesnevî-i Nuriye, Zeylü'l-Hubab.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü