"Evet, ihsan servetin, icad vücudun, îcab vücubun, tahsin hüsnün fer'idir ve delilidir." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Demek, kâinatta ne kadar hüsün ve cemâl ve kemâl varsa, umumundan lâyuhadd derecede yüksek tabakada evsaf-ı cemâliye ve kemâliyeyle Sâni muttasıftır. Evet, ihsan servetin, icad vücudun, îcab vücubun, tahsin hüsnün fer'idir ve delilidir."(1)
Serveti olan, ihsan ve ikramda bulunabilir, fakir ve hiç serveti olmayan birisi neyi ikram edebilir ki?.. Demek ihsan servetten gelir.
İcat, icat edici bir zatın varlığını ve birliğini gösterir; icadın olup icat edicinin olmaması düşünülemez. Yani ortada bir eser bir sanat varsa, mutlaka bu eserin bir sahibi ve bu sanatın bir sanatkârı da var demektir.
İcab, vücubu gösterir, yani ortada bir gereklilik varsa, bu gerekliği gerektiren bir sebep gerekir ki, bu Allah’tan başkası değildir.
Tahsin, hüsnün fer'i ve delilidir; yani ortada bir güzellik bir estetik değer varsa, bu güzelliğin ve değerin geldiği bir güzellik kaynağı gerekir. Yani kainattaki bütün güzellikler, sonsuz güzellik sahibi olan Allah’a bir işaret bir delil bir ip ucu niteliğindedir.
Güneşin ışıkları ve pırıltıları nasıl Güneşi gösterip ispat ediyor ise, kainattaki sayısız güzellikler de Allah’ın sonsuz güzelliğini gösterip ispat eden işaret ve ipuçlarıdır...
(1) bk. Muhakemat, Üçüncü Makale (Unsuru'l-Akide), Birinci Maksat.
İlgili ders videosu için tıklayınız:
- Prof. Dr. Şadi Eren, Muhakemat Dersleri (43. Bölüm).
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü