Üçüncü Makale, Birinci Maksad
İçerikler
-
"Eb’âd-ı vâsia-i âlemin sahifesinde Nakkaş-ı Ezelînin yazdığı silsile-i hâdisatın satırlarına hikmet nazarıyla bak ve fikr-i hakikatle sarıl. Tâ ki mele-i âlâdan gelen selâsil-i resâil, seni âlâ-yı illiyyîn-i yakîne çıkarsın." İzah?
-
"Kalbinde nokta-i istimdat, nokta-i istinatla vicdan-ı beşer Sânii unutmamaktadır. Eğer çendan dimağ tâtil-i eşgâl etse de vicdan edemez. İki vazife-i mühimmeyle meşguldür..." İzah eder misiniz?
-
"Vicdan nezzardır; kalb penceresidir." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Arş-ı kemâlât olan mârifet-i Sâniin miraçlarının usulü dörttür..." diye başlayan yerin izahını yapar mısınız?
-
"Cüz-ü lâyetecezzâdaki kuvve-i cazibe ve kuvve-i dâfianın içtimalarının hortumu üzerindeki muhaliyetin damgasını kaldırabilsen..." İzah eder misiniz?
-
"Fakat kanun kaidelikten tabiîliğe ve zihnîlikten haricîliğe ve itibardan hakikate ve âletiyetten müessiriyete gelmemek şartıyla..." Ne demektir?
-
"Nazarını âleme gezdir. Hangi yerinde noksaniyeti görebilirsin? Kellâ, gören görmez-meğer kör ola veya ..." Buradaki "gören görmez." tabirini nasıl anlamalıyız?
-
"Her bir nev'in bir âdemi ve bir büyük pederi olduğundan, silsilelerdeki tenasülden neş'et eden vehm-i bâtıl o âdemlerde, o evvel pederlerinde tevehhüm olunmaz..." cümlesini açıklar mısınız?
-
"Mesleğin lazım-ı beyyini meslektendir." ile "Lazım-ı mezhep, mezhep olmadığından, belki muahez değil." cümleleri birbirine zıt değil mi?
-
"Ne vakit tebeî bir nazarla bakılırsa, sıhhatine bir ihtimal verilir. Fakat im’ân-ı nazar eyledikçe, ihtimal-i sıhhat bertaraf olur." İzah eder misiniz?
-
"Lâzım-ı eammın vücuduyla, melzum-u ehassın vücudunu intaca çalışan akîm bir kıyasın neticesidir." cümlesini açıklar mısınız?
-
"Müstemirre olan şu şeriat-ı fıtriye-i İlâhiye, evhamda tecessüm etsin, neden taaccüp olunsun?" İzah eder misiniz; “evhamda tecessüm etmek” ne demek?
-
"İnsanın zihni ve lisanı ve sem’i, cüz’î ve teâkubî oldukları gibi, fikri ve himmeti dahi cüz’îdir." cümlesini izah eder misiniz?
-
"İnsan teveccüh ve kastettiği şeyde, güya fena fi’l-maksat oluyor. İşte şu noktaya binaen, hasis bir emir veya pek cüz’î bir şey, büyük bir adama isnat olunmaz..." İzah eder misiniz?
-
“Mikyas-ı azameti ve mizan-ı kemâli mecmu-u âsârıdır.” cümlesini açıklar mısınız?
-
"Ey birader, şu vehim itikad tarikiyle olmazsa da vesvese cihetiyle bazen mü’minlere musallat oluyor." Örnekle izah eder misiniz?
-
"Delil-i ihtirâî i’tâ-i vücuddur. İ’tâ-i vücud ise, idam-ı mevcudun refikidir. Halbuki, adem-i sırftan vücudu ve vücud-u mahzdan adem-i sırfı aklımız tasavvur edemiyor." İzah?
-
"İcad ve ibdâ-ı İlahiyi, abdin sanat ve kisbine kıyas edersiniz. Hâlbuki abdin elinden bir zerreyi imate veyahut icad etmek gelmez..." İzah eder misiniz?
-
"Birinin âsârı muhakeme olunursa, onun hassasını nazara almak lazımdır. İşte şu meselede edilmemiştir..." İzah eder misiniz?
-
"Muhtereattan kat-ı nazar, masnuatın en zahir ve münevver ve ziya dedikleri olan nur-u ayn-ı âlemin kavanîn-i acibesi ve onun semeresi..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Nasıl ki zaruriyattan nazariyat istintac olunur. Öyle de âsâr-ı Sâniin zaruriyatı, mahfiyat-ı san’atına burhandır. İkisi beraber bu meseleyi ispat eder." İzah eder misiniz?
-
"Acaba nizam-ı âlemdeki sanattan daha dakik, daha acip, daha garip, cins-i kudret-i mümkinattan daha uzak, akıl tasavvur edebilir mi? Elbette edemez..." İzah eder misiniz?
-
"Bir dağı kaldıran, bir hokkayı kaldırabilmekten tereddüt etmek, sırf safsata etmektir. Elhasıl: Nasıl Kur’ân’ın bazısı bazısına müfessirdir..." İzah eder misiniz?
-
"Şunlar, ehl-i vahdetü’ş-şuhuddurlar. Fakat vahdetü’l-vücud ile mecazen tâbir edilebilir. Fakat hakikaten vahdetü’l-vücud, bazı hukema-i kadîmenin meslek-i bâtılasıdır." İzah eder misiniz?
-
"Sani-i Zülcelal, ne kadar evsaf-ı kemaliye varsa, onlarla muttasıftır. Zira mukarrerdir ki: Masnuda olan feyz-i kemal, Sâniin kemalinden iktibas edilmiş bir zıll-i zalîlidir." İzah eder misiniz?
-
"Evet, ihsan servetin, icad vücudun, îcab vücubun, tahsin hüsnün fer'idir ve delilidir." cümlesini izah eder misiniz?