"Ey nefis! Şu temsile bak gör: Nasıl dünyaya hasr-ı nazar, aziz bir lezzeti, elim bir eleme kalb eder. " Bu cümlede geçen "aziz lezzet" nedir; elim bir eleme nasıl kalbolur?
Değerli Kardeşimiz;
İki dünya saadeti de ehl-i iman içindir. Bir mümin, bütün ömrünü sadece dünya lezzetlerine hasr etmez. Dünyayı âhiretin tarlası bilir, kendini Allah’ın misafiri, ağaçları tablacı, hâdiseleri birer imtihan vesilesi olarak değerlendirir. Sebepler karşısında zillete düşmez, bütün hayrın Allah’ın elinde olduğunu bilir, vazifesini yapar, neticeye karışmaz.
Bu dünyayı bir misafirhane olarak gören mü’min, bu dünyaya o nisbette değer verir. Nazarı hep ölüm ve ötesindedir. Ona göre çalışır.
"Fakat o insan, infial ve kabul ve dua ve sual cihetinde, şu dünya hanında aziz bir yolcudur. Ve öyle bir Kerîme misafir olmuş ki, nihayetsiz rahmet hazinelerini ona açmış; ve hadsiz bedî masnuâtını ve hizmetkârlarını ona musahhar etmiş."(1)
Öte yandan mü’min, kendini arzın halifesi olarak görür, halifeye yakışır izzetli tavrını hiç elden bırakmaz. O, dünyaya hizmet etmez, dünyayı kendisine hizmet ettirmenin yollarını arar. Hizmetçisine hizmet etme zilletine hiçbir zaman düşmez.
Böylece bu dünyada izzetli yaşar ve aldığı lezzetler de aziz bir lezzet olur. Böyle yapmayanlar için dünyanın bu aziz lezzetleri elim elemlere dönüşür.
1) bk. Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, İkinci Mebhas.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü