"Ve öyle bir Kerime misafir olmuş ki, nihayetsiz rahmet hazinelerini ona açmış; ve hadsiz bedi masnuatını ve hizmetkârlarını ona musahhar etmiş..." Misal verir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Ve öyle bir Kerîme misafir olmuş ki, nihayetsiz rahmet hazinelerini ona açmış; ve hadsiz bedî masnuâtını ve hizmetkârlarını ona musahhar etmiş; ve o misafirin tenezzühüne ve temâşâsına ve istifadesine öyle büyük bir daire açıp müheyyâ etmiştir ki, o dairenin nısf-ı kutru, yani merkezden muhit hattına kadar, gözün kestiği miktar, belki hayalin gittiği yere kadar geniştir ve uzundur." (Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, İkinci Mebhas, Üçüncü Nükte)
Yeryüzündeki bütün yiyecek ve içecekler, gökteki Güneş ve Ay, denizler, nehirler, ovalar, yaylalar vs... hepsi Allah’ın sonsuz rahmet ve kereminin birer nimetleri birer ikramları oluyor.
Kısaca bütün kâinat ve içindeki her şey direkt ya da dolaylı bir şekilde insana sunulan birer rahmet eserleri, Kerim isminin birer ikram ve ihsanları oluyorlar. İnsana sunulan ikram ve ihsanlar o kadar çok ve geniş ki insanın hayalinin gittiği her yer ve her şey ona bir ikram bir ihsan niteliğindedir.
Mesela, gözün nimeti güzel ve estetik manzaralardır, Allah bütün dünyayı ve gökyüzünü gözün hoşuna gidecek bir şekilde tersim edip tasvir eylemiş yani gözü insana takan gözün nimetlerini de düşünüp ihsan etmiş. Bu açıdan bakıldığında insana takılan her bir cihaz ve duygu ilahi sofralara açılan pencereler gibidir. İnsan bu pencereler ile sayısız nimetlerden istifade ediyor ki bu nimetlerin hepsi ilahi rahmet ve keremin bir ihsanı bir ikramıdır.
İlave bilgi için tıklayınız:
- İnsan Ebedi Hayat İçin Yaratılmıştır (Video: K. BARIŞ).
- İnsanın Huzurlu ve Hüzünlü Halleri (Video: O. BOSTAN).
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü