"Fâilsiz bir fiil ve müsemmâsız bir isim mümkün olmadığı gibi, mevsufsuz bir sıfat, san’atkârsız bir san’at dahi mümkün değildir." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Failsiz bir fiil olamaz. Ortada bir iş ve bir fiil varsa, mutlaka bu fiili işleyen ve bu işi yapan bir fail var demektir. Hiçbir iş ve fiil kendi kendine olamaz. Eser müessire, san’at san’atkâra, fiil faile işaret edip onu ispat, izhar ve ilan eder.

“Bir iğne ustasız olamaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur?” (10. Söz)

Bir odaya bir kalem ile kâğıt koysak, ikisini tam bin sene baş başa bıraksak. Acaba tek bir ‘A' harfinin yazılması mümkün müdür? Bir tek harf kâtipsiz yazılamazken şu kâinat kitabındaki sayısız Rabbani mektuplar nasıl kendi kendine olabilir.

Veya bir kâğıda “güneş” kelimesini yazsak bunun kendi kendine yazıldığını hiçbir çocuk dahi kabul etmez. O halde sema sayfasında kudret kalemiyle yazılmış bulunan şu güneş nasıl sahipsin, Sanisiz, katipsiz olabilir!?..

Yazmak bir fiildir, ortada bir yazı varsa, mutlaka o yazıyı yazan bir kâtip vardır. Kâtip olmadan yazı yazılmaz.

Müsemmasız bir isim olmaz. Ortada bir isim varsa, o ismin bir de sahibi vardır. Sahibi olmayan isim mümkün değildir. Müsemma ismin sahibi demektir. Said Nursi dediğimizde bu bir isimdir; bu ismin bir de bir şahsı ve sahibi vardır. Rezzak bir isimdir, müsemması ise Allah’tır.

Mevsufsuz bir sıfat olmaz. Ortada bir sıfat varsa, mutlaka onun bir de mevsufu vardır. Sıfatın olup sahibinin olmaması düşünülemez. Mesela, her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, her şeyi irade eden “kudret, ilim, irade” birer sıfattırlar ve bu sıfatların mevsufu da Allah’tır.

Kâinatın şahitliği ile nihayetsiz bir ilmin, sonsuz bir kudretin ve mutlak bir iradenin hâkim olduğunu görüyoruz.

San’atkârsız bir san’at olamaz. Ortada mükemmel bir san’at, muazzam bir eser varsa, bu san’atı bu eseri meydana getiren bir de san’atkâr var demektir. San’atın ve eserin olup da san’atkârın olmaması düşünülemez. Yani san’atı kabul ediyorsan, onun san’atkârını da kabul etmek zorundasın.

Kâinat ve içindeki her varlık, kusursuz ve mükemmel birer san’at eseridirler. Bu harika eserlerin san’atkârı ise kudreti sonsuz ve ilmi nihayetsiz olan Allah’tır.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 1.972
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...