"Fakat bu nazik ve nazenin ve zihayat olan eşcar ve nebatat envaları ve çiçekleri ve vücuda layık ve hayata âşık ve bekaya müştak olan hayvanat taifelerini, mütemadiyen hiçbirini bırakmayarak ifnalarında..." Devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Fakat bu nazik ve nazenin ve zihayat olan eşcar ve nebatat envaları ve çiçekleri ve vücuda layık ve hayata âşık ve bekaya müştak olan hayvanat taifelerini, mütemadiyen hiçbirini bırakmayarak ifnalarında ve gayet süratle onlara göz açtırmayarak idamlarında ve onlara nefes aldırmayarak meşakkatle çalıştırmalarında ve hiçbirini rahatta bırakmayarak musibetlerle tağyirlerinde ve hiçbirini müstesna etmeyerek öldürmelerinde ve hiçbiri durmayarak zevallerinde ve hiçbiri memnun olmayarak firaklarında hangi şefkat ve merhamet var, hangi hikmet ve maslahat bulunur, hangi lütuf ve merhamet yerleşebilir?" (Mektubat, Yirmi Dördüncü Mektup.)
Cümlenin akışından sanki ifade hayvanat âlemine bakıyor. Yani "hayata âşık ve bekaya müştak" tabirleri hayvanlar için kullanılıyor. Bitki ve ağaçlar hayvanların hayatının bir vesilesi ve vasıtası olmasından dolayı vücuda liyakat kesb ediyor. Gerçi bitkilerin de lisan-ı hâllerinden hayata âşık ve bekaya müştak olduğunu anlamak mümkündür. Çiçekler güleç ve tatlı simaları ile lisan-ı halleriyle sanki; “Bizler sürekli bu hâlde kalmak istiyoruz, fenaya mahkûm olmak istemiyoruz” diye niyazda bulunuyorlar. Bu ince manayı ifade etmek için akıl ve kelam gerekmiyor. Bazen bir çiçeğin güzel vaziyeti bir edipten daha latif ve daha tesirli manalar serdedebilir.
Maddeci asrın maddeci insanlarının, bu latif ve ince mânaları idrak etmesi mümkün değildir. Üstad Hazretlerini bazen kurumuş bir otun vaziyeti bile hüzünlendirmiştir. Otun derece-i hayatı elbette insanın hayat derecesine yetişmez ama onun da hayattan bir hissesi vardır. O da Cenab-ı Hakk’ın bazı isimlerinin aynasıdır. Hayat sadece insana mahsus değildir. Öyle ise bitkilerden tutun da insanlara ve meleklere kadar hayatın değişik ve latif dereceleri vardır ve bunlar devama ve bekaya müştaktır. Bu da bütün kâinatın koca bir seda ile beka istediğini gösterir.
Üstad Hazretleri mevcudatın bu hâliyle olan serzenişini ve "beka" diye inlemesini “vücuda layık ve hayata âşık ve bekaya müştak” tabirleri ile ifade ediyor. Bitkiler lisan-ı halleriyle hayata âşık ve bekaya müştak olduklarını dillendiriyor ise, bu vaziyetin hayvanlarda daha beliğ ve daha fasih bir şekilde olması aşikârdır. İnsanda ise en üst seviyededir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü