"Sâni-i Hakîm, anasırı tahrik edip tavzif ederek... kendine layık bir nevi kemalata koşturuluyor. " Zerrelerin mertebe kat ederek kemaline ulaşmasını; mesleki ve bilimsel açıdan izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Sâni-i Hakîm, anâsırı tahrik edip tavzif ederek, onlara bir ücret-i kemal hükmünde madeniyat derecesine çıkarmasıyla ve madeniyata mahsus tesbihatları onlara bildirmesiyle ve madeniyatı tahrik ve tavzif edip nebatat mertebe-i hayatiyesinin makamını vermesiyle ve nebatatı rızık ederek tahrik ve tavzif ile hayvanat mertebe-i letâfetini onlara ihsan etmesiyle ve hayvanattaki zerratı tavzif edip rızık yoluyla hayat-ı insaniye derecesine çıkarmasıyla ve insanın vücudundaki zerratı süze süze tasfiye ve taltif ederek ta dimağın ve kalbin en nazik ve lâtif yerinde makam vermesiyle bilinir ki, harekât-ı zerrat hikmetsiz değil; belki kendine layık bir nevi kemalata koşturuluyor." (Sözler, Otuzuncu Söz, İkinci Maksat.)
Mezkur cümlelerde geçen anasır elementler demektir. Bir çivide bulunan demir elementi, bir bitkide de, hayvanda da insanda da bulunmaktadır. İşte demir elementi, Allah'ın istihdâmı ile bu vücut mertebelerine girmektedir.
Böylece, câmid olan demir elementi hayata mazhar olmuş oluyor. Bu misali, bütün elementlere tatbik edebiliriz. Bitkilerin, hayvanların ve insanların vücutları, birer kışla gibi, oraya giren elementler oradaki hayat mertebesinin şerefine mazhar olmuş oluyorlar. Bu şeref, elementleri tahrik eden birer zevk ve lezzet vesilesidir.
Aynı şey bir karbon atomu için de düşünülebilir. Atomun, yukarıda sıralanan her gittiği yerde çalışırken farklı esma tecellisine mazhar olduğu için farklı derecede nurlanıyor. En sonunda, gören, işiten, tadan, tanıyan, öğrenen, öğreten, rızıkların her çeşidi ile beslenen, istiğfar eden, hasta olup şifa bulan bir hayat mertebesine sahip insan vücudunda görev yaparken, zerreler daha çok esma tecellisine mazhar oluyor. Yani Semi, Basir, Hâkim, Âlim, Rezzak, Kerim, Gafur, Rahim, Hafız, Şafi, Hay, Kayyum ve Muhyi gibi isimlerin tecellisinde görev yapan zerrelerin hareketi hikmetsiz değil; belki kendine lâyık bir nevi kemâlâta koşturuluyorlar, letafet ve nuraniyet kazanıyorlar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü