"Gerçi param pek azdır. Fakat iktisadım var, kanaate alışmışım. Ben sizden daha zenginim." Üstad'ın, zengin olanlardan daha zengin olduğunu ifade etmesini nasıl anlayabiliriz?
Cevap
Değerli Kardeşimiz;
Zenginlik ve para gelip geçicidir, ama iktisatlı olmak güzel bir ahlaktır ve devamlıdır.
Üstad'a zekât teklif edenler, bir müddet sonra servetini kaybedip, zekât almaya muhtaç duruma düşüyorlar. Üstad'ın iktisadı ömrünün sonuna kadar devam ettiği için, kimseye muhtaç olmuyor.
Savurgan ve lükse düşkün zenginlerin servetlerini kaybettiklerine ve iflas ettiklerine çok şahit oluyoruz. İktisatlı olanlar, israftan kaçınanlar ise her zaman servetlerini muhafaza ederler ve ediyorlar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
fakirlik bir şeye muhtaç olma durumudur. mesela hayvanlar giyim bakımından fakir değiller çünkü buna ihtiyaçları yok. insanlar ise dünyanın bütün serveti de ona verilse ihtiyaçları bitmediğinden nihayetsiz fakirdir. işte burdaki mukayese de zannımca böyledir. üstad hazretleri fevkalade bir surette kanaat ettiğinden ihtiyaçları da o nispette azdır. dolayısıyla o zenginlerden -parası pek az olduğu halde-- daha zeengindir.
"Reislerden bir kısmı, parasızlıktan zillet ve sefalete düşmemekliğim için, zekatlarını bana kabul ettirmeğe çok çalıştılar." burada geçen üstadın reis dediği zenginler kimlerdir acaba?
Risale-i Nuru okuyan onunla ülfet ve ünsiyet eden birisi anlar ki; Üstadımız bir konu hakkında izahat verirken isim ya da detaylı bir malumat vermiyor ise, bunun detaylarının araştırılmasının ya önemi yok, ya nezakete uygun değil, ya müspet harekete uygun düşmeyeceği için özet geçiliyor demektir; bu durumda bizim bu gibi mahfi bırakılan detayları araştırmamızın da pek bir önemi bulunmuyor demektir.
Mesela bu konuda o reislerin ismini vermek; hem nezakete uygun değil, hem de gıybete kapı açmaya müsait bir durumdur. Çünkü onların israfından bahsediliyor ve israflı hayatları örnek veriliyor, bu durumda isimlerini ilan etmek onların hukukuna tecavüz olur.
Risale-i Nur'un bir çok yerinde bu gibi isimler, bu gibi örnekler üstü kapalı bir şekilde verilerek; hem asıl meseleye dikkatlar çekilir, hem de kişiler hakkında bir söz hakkı bir itiraz doğmamış olur.
isimlerini sormuyorum ki... o zamanın makam sahibi islami görüşe sahip hapsedilen memurları mı, doğudan nefyedilen aşiret reisleri mi ya da batıda bazı cemaat ve tarikat liderleri mi...