"Hakikat nazarında herkesten ziyade hasta olan, maddî ve gâfil doktorlardır... O fennî malûmatı, o felsefî maarifi faideli, nurlu, ruhlu yapmak çaresini aramak lâzımdır." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Doktorlar; hem maddî gelirlerinin iyi olması, hem kendilerini şifa veren konumunda görmeleri, hem toplum tarafından sürekli el üstünde tutulmaları, hem fen ve felsefeyle iç içe olmanın verdiği gaflet ile dünyaya meyyillidirler.
Üstad'ın “Hakikat nazarında herkesten ziyade hasta olan maddî ve gafil olan doktorlardır." ifadesi bu inceliğe işaret ediyor.
"O fennî malumatı, o felsefî maarifi; faideli, nurlu, ruhlu yapmak çaresini aramak lazımdır." Yani tahkikî imanın verdiği mana-yı harfi bakışı ile o fennî ve felsefî malumatını marifetullaha çevirmelidir. Yoksa Allah hesabına kullanılamayan ilim ve fenler, insana huzur değil, şüphe ve gaflet getirir.
Ne kendisini ne de kâinattaki harika eserleri okuyamayan, yaratıcının sonsuz kudretini, mutlak iradesini, nihayetsiz fiillerini düşünmeyen akılda hiç bir hayır yoktur.
Kendini okuyamamış, hakikati bulamamış, yaratılış gayesinden habersiz ve ulvî hasletlerden mahrum olan bir insanın makamı ve mesleği ne olursa olsun, onun Yüce Allah'ın yanında hiçbir kıymeti yoktur.
İman, marifet, ubudiyet, tefekkür, zikir ve dua gibi ulvî hasletlerden mahrum olanlar mesleğinin zirvesine de çıksalar, fen ve teknik adına birçok eser de ortaya koysalar, yine de cehalet karanlığından kurtulamazlar. Onlar mesleklerinin faydasını sadece şu kısa dünya hayatında görürler.
Bu durumdan kurtulmanın en kısa ve en tesirli yolu, Risale-i Nurlarla çok meşgul olup tahkikî iman derslerini takip etmektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü