"Hakikatin tesiriyle, nefsin kör hissiyatına kapılmayarak, kalbin ve aklın dûr-endişâne temayülâtına tâbi olmakla beraber, istikameti ve ihlâsı muhafaza edemediklerinden, o yüksek makamı muhafaza edemeyip ihtilâfa düşüyorlar." izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Ehl-i hidayetin rekabetkârâne ihtilâfı, âkıbeti düşünmemekten ve kasr-ı nazardan olmadığı gibi; ehl-i dalâletin samimâne ittifakları, âkıbet-endişlikten ve yüksek nazardan değildir. Belki ehl-i hidayet, hak ve hakikatin tesiriyle, nefsin kör hissiyatına kapılmayarak, kalbin ve aklın dûr-endişâne temayülâtına tâbi olmakla beraber, istikameti ve ihlâsı muhafaza edemediklerinden, o yüksek makamı muhafaza edemeyip ihtilâfa düşüyorlar."

"Ehl-i dalâlet ise, nefsin ve hevânın tesiriyle, kör ve âkıbeti görmeyen ve bir dirhem hazır lezzeti bir batman ilerideki lezzete tercih eden hissiyatın mukteziyatıyla, birbirine samimî olarak, muaccel bir menfaat ve hazır bir lezzet için şiddetli ittifak ediyorlar."(1)

Hidayet ehli insanlar, İslâm’ın yüksek ve ulvî hakikatlerini hayatlarına tetbik ettikleri için, nefsin kör hissiyatına tabi olmuyorlar. Ehl-i hidayetin kalp ve akılları, hakiki istikbal olan ebedî hayata müteveccih oluyorlar.

Yüksek makam; Müslümanın şu hakikatli halleridir. Lakin bu makamı sürekli takviye edip canlı tutamadıkları, ihlası ve istikameti kaybettikleri için, aralarında bir ihtilaf başlıyor. Demek o yüksek makamları elde etmek yeterli olmuyor, o makamların ihlas ve istikamet ile muhafaza edilmesi de gerekiyor.

Ehl-i dalaletin, bütün nazarları dünya ve içindeki nimetler olduğu için, onlar bu hazır nimetleri elde etmek için, şiddetli bir şekilde ittifak ediyorlar. Müslümanların böyle adi ve alçak lezzetlere düşkünlüğü olmadığı için, ittifaka ihtiyaç hissetmiyorlar.

(1) bk. Lem'alar, Yirminci Lem'a.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

MtK

Cümlede zıt manalar yokmu hem nefsin kör hissiyatına kapılmamak hem istikamet ve ihlası muhafaza edememek cümleyi izah eder misiniz?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

Ehli hidayet hem hak ve hakikatin etkisi altına giriyor hem kör hissiyatına kapılmıyor hem de hakiki istikbal olan ahiret kaygısı taşıyor lakin bu istikametli halleri istikrarlı bir şekilde muhafaza edemedikleri için ihtilaf ve ayrılığa düşüyorlar.

İhlası kazanmak yetmiyor birde bu ihlası istikrarlı bir şekilde devam ettirmek ve muhafaza etmek gerekiyor. Yani ihtilafın sebebi ihlası muhafaza edememek oluyor. Yoksa müspet haller varken ihtilaf vuku buluyor değildir. İnsan ihlas üzere iken ihtilafa düşmez ancak ihlaslı halden çıktığında ihtilafa düşer.

İnsanlar helâk oldu-âlimler müstesna. Âlimler de helâk oldu-ilmiyle amel edenler müstesna. Amel edenler de helâk oldu-ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahiplerine gelince, onlar da pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar.” bk. Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ 2:415; Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn 3:414.

Hadiste de ifade edildiği gibi ihlası yakalamak tek başına yetmiyor onu istikrarlı bir şekilde devam ettirmek gerekiyor yoksa büyük bir risk ve tehlike içindedir insan.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...