"Hattâ bazen bir sahifede iktiza-yı makam ve ihtiyac-ı ifham ve belâğat-ı beyan cihetiyle yirmi defa sarîhan ve zımnen tevhid hakikatini ifade eder." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Kur’ân-ı Kerimin temel maksatları “tevhid”, “nübüvvet”, “haşir”, “adalet ile ibadet” olmak üzere dört esastır. Bu maksatlar hemen her surede ya açıkça veya işaret ve remizler şeklinde ders veriliyor. Bu dört esasın en ehemmiyetlisi de tevhiddir. Tevhid de Kur’an’ın her suresinde ve ekser ayetlerinde, bazen sarih olarak bazen delalet olarak, bazen zımnî olarak, bazen hafi olarak bazen de tazammun olarak zikredilmiştir. Her bir ayette tevhid hakikati gergefle işlenmiş ve zihinlere tekrar ile nakşedilmiştir.
İktiza-yı makam, makamın muktezası demek olup, asıl mevzunun ön planda olması, sair konuların tebeî bir makama düşmesi demektir. Mesela, şarabın men edildiği ayette makamın iktizası olarak şarabın men edilme hususu çok bariz olarak ifade edilirken, tevhid ve haşir gizli ve zımnî durur.
İhtiyac-ı ifham, idrak etme demek olup, muhatabın şarap hususunda mâna ve hüküm beklentisi demektir. Muhatap "Şarap hakkında Allah ne diyor?" beklentisi ve ihtiyacı içinde iken, Allah bunun yerine tevhitten bahsetse, şarabın hükmünü anlaşılmayacak kadar hafi ve kapalı bildirse, o zaman belağat ve ihtiyac-ı ifhama zıt bir durum ortaya çıkar ki, Allah bundan beri ve mukaddestir.
Allah, ayette evvela muhatabın beklentisine ve ihtiyac-ı ifhamına cevap verir, ama bunun yanında tevhidi de zımnen veya delalet olarak ifade eder. Bu noktadan bakacak olursak, tevhid inancı Kur’an’ın bütün surelerinde, ayetlerinde hatta kelimelerinde ya açıkça ya da zımnen tekrar ve te’yid edilmiştir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü