"Hatta, siyaset propagandası vasıtasıyla yalancılık, doğruluğa tercih ediliyor. İşte, en çirkin şey, en güzel şeylerle beraber bir dükkânda, bir fiyatla satılsa,.." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Peygamber Efendimizin (asm) döneminde yalan ve doğrunun arası alabildiğine açık ve uzaktı. O zamanın insanları yalanın çirkinliğini ve mertebelerini Ebu Cehil ve Müseylime de en derin boyutu ile görürken, Peygamber Efendimiz (asm)'de de doğruluğun en güzel ve en yüksek mertebelerini görüyorlardı. Hâl böyle olunca, insanın fıtratında da yalandan nefret ve doğruluğa meyil olduğundan, yalandan şiddetle kaçınmak ve doğruya sarılmak kolay, hatta vacip hâle geliyordu. Bu yüzden sahabelerin hakka ve doğruya olan bağlılığına kimse yetişemez.
Şimdi ise yalan ile doğruluk arasındaki uzaklık ve mesafe kapanmış, hatta siyaset propagandası ile yalan söylemek doğru söylemekten daha geçerli bir yol hâline gelmiştir. Yalan ile doğruluğu aynı dükkândan almak normal bir muamele hâline gelmiş. Yalanın çirkinliği, menfaat ve propaganda elbisesi ile gizlenmiş; doğrunun güzelliği görünmez olmuş. Hâl böyle olunca, insanlar yalan ile doğruluğun arasındaki farkı göremez olmuşlardı. Böyle bir zamanın adamı Asr-ı saadet'teki sahabelerin iman ve ahlakına yetişebilir mi?
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar