"Haydi madenî inkılabat dahi olsa, yine emir ve hikmet-i İlahî ile olur; başka olamaz." İnkılabat-ı madeniyenin hiç mi hakikati yoktur?
Değerli Kardeşimiz;
Burada “inkılabat-ı madeniye” inkâr edilmiyor. Bu inkılabın kendi kendine, tesadüfen olmuş gibi gösterilmesine karşı çıkılıyor. “Kadîr-i Mutlak hikmetinin muktezasıyla zâhir esbabı tasarrufatına perde ediyor. Zelzeleyi irade ettiği vakit, bazan da bir madeni harekete emredip, ateşlendiriyor.” denilerek, inkılâbât-ı madeniyenin zâhir bir sebep olduğu, onu ancak Kâdir-i Mutlak'ın ateşlendirdiği nazara veriliyor.
“Evet, izzet ve azamet ister ki, esbab perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında. Tevhid ve celâl ister ki, esbab ellerini çeksinler tesir-i hakikîden.”(1)
Sözler’de geçen, “Her bir ağaç bir tablacı hükmündedir.” cümlesi, bu konuda güzel bir misâldir. Padişahın misafirlerine, onun ikramlarını bir tabla içinde takdim eden hizmetçileri düşünelim. Padişahın izzet ve celali ister ki, nimetleri bizzat kendisi vermek yerine hizmetçilerine verdirsin. Ama o nimetlere karşı yapılacak teşekkür, o hizmetçilere değil bizzat padişaha yapılsın.
Öte yandan, insan bu âlemde cereyan eden ve zâhiren faydasız gibi görünen hikmetli hâdiselere “akibeti görmeyen kör hissiyatıyla” nazar ettiğinde, yanlış neticelere varacağı için, onu “kadere itiraz ve hikmeti ittiham” tehlikesinden kurtarmak için sebepler perde olarak yaratılmışlar. Ta ki, bir musibete uğradığında, hissiyatının zirvede olduğu o ilk dönemde itiraz oklarını sebeplere atsın ve imanını yaralama tehlikesinden uzak kalsın.
1) bk. Mesnevi-i Nuriye, Lem’alar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
(Zelzeleyi irade ettiği vakit, bazan da bir madeni harekete emredip, ateşlendiriyor ) Ehli fen depremin oluş sebebi olarak fay hatlarından bahsediyor. Burada ise sebep olarak bir madenin patlaması örnek veriliyor. İki sebep arasındaki münasebet nasıl olur ?
Deprem için, henüz olmamış ama bir iki yılda olması beklenen yerler zikrediliyor. Yeraltı enerjisini biriktiriyor. İnsanlar ehli gaflet veya hatalı olmasa da o enerjinin dışarı atılması gerekiyor.
Acaba henüz olmayan ama yakın zamanda olması beklenen depremler için, yine ehli gafleti veya suçluları ikaz etmek var diyebilir miyiz? Bu mesele kader meselesine de bakıyor.
Ama depolanan ve dışarı atılması beklenen enerjiye de adetullah diyebiliriz. Çünkü enerji mecburen depolanacak ve mecburen enerji dışa atılıp depreme dönüşecek.
Ne dersiniz?