"Rızık olarak bir bedene girip, o beden içinde dört matbahta pişirildikten sonra ve dört inkılabat-ı acibeyi geçirdikten sonra ve dört süzgeçten süzüldükten sonra..." Burayı izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
1. Rızıklar ilk inkılaba ağızda uğruyor. Burada besin maddeleri dişlerin ve tükürüğün yardımıyla çiğneniyor, ufalanıyor, parçalanıyor, eziliyor, öğütülüyor ve rahatça sindirilecek hâle getiriliyor. Tükürük bezlerinin salgıladığı tükürüklerle besin maddeleri kimyevi olarak ilk inkılabını burada yaşıyor.
2. Rızıklar ikinci inkılaba midede uğruyor. Burada parçalanmış ve yumuşatılmış besin maddeleri mide tarafından salgılanan asit (hidroklorik asit) ve enzimlerle bulamaç hâline getiriliyor. Bilhassa proteinler bu sırada ehemmiyetli nisbette sindirime maruz kalıyor.
Sonra yemek borusu vasıtasıyla mideye giden gıdalar burada da mekanik olarak daha küçük parçalara ayrılır. Ayrıca midede; protein denilen gıda maddeleri, mide tarafından salgılanan hidroklorik asit ve pepsin enzimi sayesinde kısmen parçalanırlar. Mekanik olarak çok küçülmüş ve kısmen sindirilmiş bu bulamaç şeklindeki yiyeceklere kimus denir. Mide kendisi de protein yapısında olduğu halde, asit tarafından sindirilmekten salgıladığı mukus tarafından korunur. Kimus üçüncü olarak azar azar ince bağırsaklara geçer. İnce bağırsaklarda çeşitli enzimler sayesinde proteinler aminoasitlere, karbonhidratlar monosakkaritlere, yağlar ise gliserol ve yağ asidi moleküllerine ayrılır.
3. Rızıklar üçüncü inkılaba ince bağırsaklarda uğruyor. İnce bağırsakların boyu 6 - 6,5 metre. Burada proteinler, yağlar, şekerler en küçük yapı birimlerine kadar parçalanıyor. Sindirimi tamamlanmış olan bu gıda moleküllerinin çoğu ince bağırsaklardan emilir. Gerisi kalın bağırsağa geçer. Kalın bağırsağa geçen kimus günlük bir litre kadardır, çoğu su ve minerallerden oluşur.
Daha sonra ince bağırsak çeperi tarafından emilip kana karışıyor ve büyük kısmı karaciğere gidiyor.
4. Karaciğer vücudun annesi gibi hizmet ediyor. İnce bağırsaktan emilen gıda maddelerinin çoğu dördüncü olarak karaciğere gelir. Glukoz ve yağların bir kısmı karaciğerde depolanırlar. Kolesterolün büyük bir bölümü karaciğerde sentezlenir. Karaciğer ayrıca birçok maddeyi sentezlediği gibi, birçok maddenin de zararlı tesirlerini ortadan kaldırır. Sentezlediği maddeleri kana verir. Diğerlerini de safra vasıtası ile bağırsaklara atar.
Yağlar suda çözünmediğinden yağların etrafı proteinle kaplanıp lipoproteinlere çevrilerek çözünür vaziyette kana veriliyor. Toksik maddeler de karaciğerde zararsız hale çevrilerek idrarla dışarı atılıyor.
Buralarda besin maddelerinin suyu, vitamini, proteini, karbonhidratı, yağı, posası ayrıştırılıp süzülüyor, tasfiye ediliyor ve her biri alâkalı organlarda sindirime uğruyor...
Ağız, mide, ince bağırsaklar ve karaciğer bir cihette mutfak, bir cihette mühim inkılapların geçtiği yerler, bir cihette ise bir nevi süzgeç olarak vazife görürler.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü