"Hem قَدْ جَاۤءَكُمْ بُرْهَانٌ cümlesi yalnız dört farkla Furkan adedine tevafukla sarihan" bakmasını izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"ON BEŞİNCİ ÂYET:
يَآ اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَكُمْ بُرْهَانٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَاَنْزَلْنَا اِلَيْكُمْ نُورًا مُبِينًا [“Ey insanlar! Size, Rabbinizden ap açık bir delil olan bir peygamber geldi ve size, dünyanızı ve âhiretinizi aydınlatıcı ap açık bir nûr olarak Kur’ân’ı indirdik.” (Nisa, 4/174)] Şu ayet bu zamana dahi hitap eder. Çünkü tamam -مُبِينًا hariç kalsa- bin üç yüz altmış (1360) küsur eder. Eğer قَدْ جَاۤءَكُمْ’den sonraki olsa بُرْهَانٌ ve نُورًا kelimelerindeki tenvinler, ن sayılsa bin üç yüz on (1310) eder. Demek bu asra da hitap eder.
Hem قَدْ جَاۤءَكُمْ بُرْهَانٌ / “Size, ap açık bir delil olan bir peygamber geldi...” cümlesi yalnız
dört farkla Furkan adedine tevafukla sarihan baktığı gibi, o kudsî burhan-ı ilahinin bu zamanda parlak ve kuvvetli bir burhanı olan Resâili’n-Nur’a dahi, ikinci cümlesi olan اَنْزَلْنَا اِلَيْكُمْ نُورًا مُبِينًا / “Size, ap açık bir nur olarak Kur’ân’ı indirdik.” adedi, iki tenvin vakıfta iki elif (ا) sayılmak cihetiyle beş yüz doksan sekiz (598) ederek aynen tam tamına Resâili’n-Nur’a ve Risale-i Nur adedine tevafukla o semavi burhan-ı kudsnin yerde bir burhanı, Resâili’n-Nur olduğunu remzen haber veriyor." (Şualar, Birinci Şua, On Beşinci Ayet)
Üstad'ımız burada Nisa suresinin iki âyetiyle de Risale-i Nur'a remzen işaret ettiğini ifade etmektedir. Burada Nisa suresinde verdiği iki tarihten birincisi olan 1360 (1941) tarihinde, Üstad Bediüzzaman hapisler ve her türlü sıkıntılar içerisinde Kur'an’ın hakikatlerini dünyaya ilan ettiği tarihe işaret eder. Bu hizmetleriyle de bir Peygamber varisi olduğunu ve Kur'an’ın sönmez ve söndürülemez manevî bir güneş hükmünde olduğunu âleme ilan ve neşrettiği zamandır.
İkinci tarih olan 1310 (1892) tarihi ise, Üstad'ımızın zahiri ilimleri tahsil edip bitirdiği, kendisine Bediüzzaman unvanının verildiği ve manevî mücahedeye adım attığı, çocukluk evresinden gençlik dönemine girdiği zamana işaret eder. İşte bu zaman, Üstad'ımızın "İ'cazı Kur'an’ı beyan et!" emrini aldığı, Peygamber Efendimiz (asm.)’ın yolunda iman ve Kur'an hizmetine başladığı tarihtir.
Hem قَدْجَاۤءَكُمْبُرْهَانٌ / “Size, apaçık bir delil olan bir peygamber geldi...” cümlesi yalnız dört farkla Furkan adedine tevafukla sarihan baktığı gibi,
Burada da yukarıdaki ayetin bir kısmı olan ve “Size, apaçık bir delil olan bir peygamber geldi.” mealindeki قَدْجَاۤءَكُمْبُرْهَانٌ cümlesinin (489), hakla batılı birbirinden ayıran, Allah'ın koyduğu ölçü ve gönderdiği kitap manalarına gelen Furkan (فورقانون - 493) ile sadece 4 farkla tevafuk etmesi ve her ikisinin de mana itibariyle Risale-i Nurlara bakmaları, Risalelerin o Furkan-ı İlahinin bir ayinesi ve hakiki bir tefsiri olduğuna sarahat derecesinde işaret eder.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü