"Her birisinde bütün sarayın nakışları var, bütün şehrin tanzimat kanunları var, bütün memleketin teşkilat programları var..." Devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Eğer nihayetsiz mucizeleri ve hünerleri olan gizli bir zatın kalemi işlemezse, bu nakışları sair şuursuz sebeplere, kör tesadüfe, sağır tabiata verilse, o vakit, ya bu memleketin her bir taşı, her bir otu öyle muciznüma nakkaş, öyle bir harikulade kâtip olması lazım gelir ki, bir harfte bin kitabı yazabilsin, bir nakışta milyonlar sanatı derc edebilsin. Çünkü bak bu taşlardaki nakşa, her birisinde bütün sarayın nakışları var, bütün şehrin tanzimat kanunları var, bütün memleketin teşkilat programları var. Demek bu nakışları yapmak, bütün memleketi yapmak kadar harikadır. Öyleyse, her bir nakış, her bir sanat, o gizli zatın bir ilannamesidir, bir hatemidir." (Sözler, Yirmi İkinci Söz, Birinci Makam)
Kâinatta var edilmiş bütün mahlukat ve varlıklar, birer İlahi mucize hükmündedir. Bütün varlıklar birbirleriyle öyle irtibatlandırılmış ki, birisini yapmak ve ona hakiki malik olmak için bütün kâinatı yapmaya gücünün yetmesi gerekir. Allah, bir şeyden her şeyi her şeyden de bir şeyi yapandır. Allah küçük bir hayat sahibini bütün varlıklardan süzendir. Küçük bir hayat sahibini de öyle sanatlı ve mükemmel yaratmış ki, adeta bütün varlık alemi onda mevcut gibidir.
Mesela, insanı nazara aldığımızda bütün varlık alemi onda bükülmüş ve sıkıştırılmış gibi bir vaziyet görünür.
Lem’alarda geçen şu ifadeler konunun en güzel açıklamasıdır:
"Evet, nasıl ki, insanın anasırları, kâinatın unsurlarından ve kemikleri, taş ve kayalarından ve saçları nebat ve eşcarından ve bedeninde cereyan eden kan ve gözünden, kulağından, burnundan ve ağzından akan ayrı ayrı suları, arzın çeşmelerinden ve madeni sularından haber veriyorlar, delalet edip onlara işaret ediyorlar. Aynen öyle de insanın ruhu âlem-i ervahtan ve hafızaları levh-i mahfuzdan ve kuvve-i hayaliyyeleri âlem-i misâlden... ve hakeza, her bir cihazı bir âlemden haber veriyorlar." (Lem'alar, Otuzuncu Lem'a, Altıncı Nükte)
Allah kâinat kitabında yazmış olduğu her bir eserini taklidi imkânsız bir şekilde yaratmış ki, herkes, her bir varlık üstünde uluhiyetin ve rububiyetin alametlerini rahatlıkla okusun, Cenab-ı Hakk’ın varlığını ve birliğini bilsin. En küçük ve ehemmiyetsiz gibi görünen mahlukat dahi çok mükemmel ve çok sanatlı olarak yapılmıştır. Bir ağaç ne kadar ihtişamlı ve mükemmel ise, o ağacın ince bir programı olan çekirdek de o ağaç kadar mükemmel ve sanatlı olarak yaratılmış. Âdeta ağaç ne ise, çekirdekteki sanat onun gibi hatta ondan daha mükemmeldir.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü