"Her şeyde bir vahdet var. Vahdet ise, bir vâhide delâlet ve işaret eder. Evet, vâhid bir eser, bilbedahe vâhid bir sâniden sudur eder. Bir, elbette birden gelir..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Her şeyde bir vahdet var. Vahdet ise, bir vâhide delâlet ve işaret eder. Evet, vâhid bir eser, bilbedahe vâhid bir sâniden sudur eder. Bir, elbette birden gelir. Her şeyde bir birlik bulunduğundan, elbette bir tek zâtın eseri ve san’atı olduğunu gösterir."
"Evet, bu kâinat bin birlikler perdeleri içinde sarılı bir gül goncası gibidir. Belki esmâ ve ef’âl-i umumiye-i İlâhiyenin adedince vahdetleri giymiş bir tek insan-ı ekberdir. Belki, envâ-ı mahlûkat sayısınca dallarına vahdetler, birlikler asılmış bir şecere-i tûbâ-i hilkattir."(1)
Güneş, dünyaya soba ve lamba tayin edilmiş; o olmadan dünyada misafir ağırlamak mümkün değildir. Haliyle dünya ile güneş arasında sıkı bir münasebet var, biri olmadan diğeri olamaz. Demek dünya kiminse güneş de onundur. Demek dünya üzerinde güneşin ısı ve ışığından kim faydalanıyor ise, onlar da onundur.
Yani bir tek güneş yeryüzünün her tarafını ısıtıp ışıklandırıyor. Öyle ise, güneş kiminse yeryüzü de onundur. Faraza iki tane güneş olsaydı, o zaman insanda ikinci bir ilah vehmi meydana gelebilirdi.
“Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilahlar olsaydı, bunların ikisi de fesada giderdi.” (Enbiya Suresi 21/22)
Bir köyde iki muhtar, bir dairede iki müdür, bir ilçede iki kaymakam, bir şehirde iki vali, bir ülkede iki başkan olsa nizam bozulur ve işler yürümez.
Şu uçsuz bucaksız kâinatın tümünde mükemmel bir nizam ve hassas bir ahenk var. Dünya bir şehir ve muhteşem bir saray gibi muntazaman çalışıyor. Bu da Cenab-ı Hakk'ın varlığını, birliğini, vahid ve ehad olduğunu güneş gibi göstermektedir.
Kâinatın tümünde birlik var. Birlik ise Bir'i gösterir. Bu dünya sarayının lambası olan güneş bir tane. Gece lambası ve kandili olan kamer bir tane. Rahmet suyu olan yağmuru bir tane. Toprak ve hava bir tane. Bu da bütün âlemlerin Sanii’nin ve Hâlık’ının bir olduğunu ilan ediyor.
Gökyüzü tevhidi ispat eden muazzam bir kitap, onun içinde bulunan sayısız yıldız ve galaksiler de onu izah eden sayfalar hükmündedir. Hepsi birden Allah’ın varlığına ve birliğine zahir bir şekilde şahitlik ediyorlar. Aklı başında olan insan, kafasını kaldırıp gökyüzü kitabına ve onun parlak sayfalarına baksa, Allah’ın varlığına ve birliğine işaret eden sayısız delilleri görecek; onun malikinin Vâhid ve Ehad olduğunu kabul eder.
(1) bk. Şualar, İkinci Şua, Üçüncü Makam.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü