Hitab-ı iyyakena’büdü demekle, herkese kâfi gelmeyen; kesret-i mahlûkattaki vahidiyet tecellisini nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
İlahî sıfatların tasarrufu altında bulunan sonsuz mahlûkatı, ne bilmemiz mümkündür ne de hayal etmemiz. Genlerden, atomlardan, arşa, levh-i mahfuza, melekler âlemine, henüz ışığı dünyamıza ulaşmamış yıldızlara kadar bütün bu varlıklar Allah’a ibadet halindedirler, O’nun emri dairesinde hareket eder, vazife görürler. Bütün bunları tasavvur etmek ve bunların tamamı namına “iyyakena’büdü” demek için, Üstadımızın ifadesiyle, “küre-i arz vüsatinde bir kalp lazımdır.”
Allah isminden hareket edildiğinde, bu kadar büyük bir daire karşımıza çıkar. Rahmân isminde ise yeryüzünde kendilerine verilen ibadet görevlerini yerine getiren bütün canlı varlıklar namına böyle demek biraz daha kolaydır.
Kendi vücudumuzdaki bütün hücreler, bütün organlar, ruh dünyamızdaki bütün latifeler ve duygular namına böyle dememiz ve birlikte namaz kıldığımız cemaati düşünerek söylememiz ise en kolayıdır. Bu da vahidiyet içinde bir ehadiyet tecellisidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar