Hz. Ali'nin Ayetü'l-Kübra risalesine ehemmiyet vermesi, bu risalenin hangi hususiyetinden kaynaklanıyor; neden bilhassa Yedinci Şua olan Ayetü'l-Kübra risalesine işaret etmiştir?
Değerli Kardeşimiz;
Bu Risale, imanın esası ve temeli olan "Allah’a iman" rüknünü en geniş ve en harika bir şekilde izah ve ispat eden bir risaledir. Bu risale maddeci ve tabiatçı felsefenin inkârlarına sebep gösterdikleri kâinatı ve içindeki küllî unsurları, tevhid hesabına çalıştıran ve küfrün bütün itiraz ve şüphelerini imha eden afakî deliller manzumesidir.
Bu Risale, âdeta imanın mücessem ve müşahhas hale geldiği çok muazzam ve mukni deliller mecmuasıdır. Bu sebeple İmam Ali (ra) bu risale hakkında ziyade teveccüh edip iltifat etmiş.
Risale-i Nur'un parçaları içinde, iman hakikatleri ve tevhidi en sağlam ve en geniş bir tefekkür ile izah ve ispat eden Ayetü’l-Kübra risalesi, Risale-i Nur'un bir nevi umde ve esası hükmündedir.
Bu Risale, küfür ve şirkin bütün itirazlarını susturan ve onlara hiçbir bir delik ve bir mecra bırakmayan, bütün kâinat kitabını dolaştırıp okutan, delillerin her çeşidini zikreden, küllî bir risale olmasından dolayı, çok ehemmiyet kazanmıştır. Risale-i Nur bu zamanda iman hakikatleri hususunda nasıl büyük bir ehemmiyet kazanmış ise; Risale-i Nur içinde de Ayetü’l-Kübra risalesi aynı şekilde büyük bir mevki kazanmıştır.
Ayetü’l-Kübra risalesini anlayarak okuyan bir insan, Allah’ın izni ile hem tahkikî imanı kazanır, hem de küfür ve şirkin karanlığından emin olur, bütün vesveselerden kurtulur. Bu yüzden, İmam Ali (r.a) tarafından taltif edilmiştir.
Üstad Hazretlerinin şu harika ifadeleri de meseleyi gayet güzel bir şekilde özetliyor:
"Bu risalenin, zeyli ile beraber beş yüz nüshasını on sene evvel Denizli Ağır Ceza Mahkemesiyle Ankara Ağır Ceza Mahkemesi, tam iki sene tetkik ettikten sonra, ittifaken beraetine ve bize iâdesine karar vermeleri gösteriyor ki, bu eser, şimdiki dehşetli tahribata karşı bir hakikat-i Kur'âniye ve bir sedd-i âzamdır. Onun için, bu mübarek şehrin adliyesine ve makam-ı vilâyete ve emniyet dairesine takdim ediyoruz. Münasip görülürse yeni harfle neşredilsin ki, hariçten gelen mânevî tehlikelerden vatandaşları kurtarmaya bir vesile olsun."
"Bu defa bu risaleyi dikkatle mütalâa ettim. El-hak, bu risalenin, İmam-ı Ali'nin (r.a.) ve evliyanın gaybî işaretleriyle makbuliyetine imza basmalarına tam lâyık bulunduğunu aynelyakîn derecesinde bildim. Ve şimdiki sıkıntımız yüz derece ziyade olsa da, yine ucuzdur. Gam ve keder ve şekva ile değil, ferah ve şükür ile karşılamak lâzımdır, dedim." (Ayatü'l-Kübra, s. 5)
"Yeryüzündeki bütün şirkin ateşini Âyetü'l-Kübra, Asâ-yı Musa adlı mübarek eserin nur-u azîmi söndürmeye kâfi geldiği gibi, bugün dünya ufuklarını saran ve şimdi de İslâm dünyasını tehdide başlayan o kara dumanlı kızıl aleve karşı, bu Nur'un şişip kabarmakta olduğunu görüyor ve o müthiş kızılların fitnesini ve yangınını söndüreceğine candan inanıyoruz." (A. BADILLI, Mufassal Tarihçe-i Hayat, 2/1460: Hasan Feyzi'nin Mektubu)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü