İhlası kıran maniler; "menfaat-i maddiye", "hubb-u cah" olarak belirtilmiş. Siyaset de ihlası kıran önemli bir mani olmasına rağmen neden burada zikredilmemiş olabilir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"BİRİNCİSİ: Menfaat-i maddiye cihetinden gelen rekabet, yavaş yavaş ihlâsı kırar. Hem netice-i hizmeti de zedeler. Hem o maddî menfaati de kaçırır.(...)"

"İHLÂSI KIRAN İKİNCİ MÂNİ: Hubb-u cahtan gelen şöhretperestlik saikasıyla ve şan ve şeref perdesi altında teveccüh-ü âmmeyi kazanmak, nazar-ı dikkati kendine celb etmekle enâniyeti okşamak ve nefs-i emmâreye bir makam vermektir ki, en mühim bir maraz-ı ruhî olduğu gibi, 'şirk-i hafî' tabir edilen riyâkârlığa, hodfuruşluğa kapı açar, ihlâsı zedeler."(1)

Siyaset "menfaat-i maddîye cihetinden gelen rekabet" ve "hubb-u cahtan gelen şöhretperestlik" içinde zımnen bulunduğu için, ayrıca zikredilmeye ihtiyaç duyulmamış. Risale-i Nur'un muhtelif yerlerinde siyasetin büyük bir maraz olduğu ifade edilmektedir.

Şöhret için geçerli olan hükümler fazlası ile siyaset için de geçerlidir. Bu yüzden, şöhretin arkasından siyasetin ayrı bir madde olarak zikredilmesine lüzum görülmemiş olabilir.

(1) bk. Lem'alar, Yirmi Birinci Lem'a.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 3.923
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

ali nur72
Hem iman ve hakikat noktasında, bu çeşit merakların büyük zararları var. Çünkü gaflet verecek ve dünyaya boğduracak ve hakikî vazife-i insaniyeti ve âhireti unutturacak olan en geniş daire ise siyaset dairesidir. Hususan böyle umumî ve mücadele suretindeki hâdiseler, kalbi de boğuyor. Güneş gibi bir iman lâzım ki, herşeyde, her vaziyette, herbir harekette kader-i İlâhî ve kudret-i Rabbâniyenin izini, eserini görsün, tâ o zulm-ü zulmette kalb boğulmasın, iman sönmesin; akıl, tabiat ve tesadüfe saplanmasın.Emirdağ Lahikası-I, (30. Mektup)
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...