"İhtiyaçtır terakkinin üstadı. Sıkıntıdır muallime-i sefahat. Demek sefahatin menbaı sıkıntı olmuş. Sıkıntı ise, madeni, yeisle sû-izandır." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Sıkıntı, insanı günaha ve sefahate iter. Gayrimeşru hayatın vermiş olduğu manevi sıkıntılar ve boşluklar yüzünden, meyhaneleri dolduran insanların hâli buna şahittir.
Sıkıntının madeni yani kaynağı ise, başta Allah’a olmak üzere herkese kötü zanda bulunup, onun sonsuz rahmetinden ümidi kesmektir. Yani "Allah affetmez, bağışlamaz!.." diye itikat etmek suizandır ve bu kötü zannın neticesi de yeis, yani ümitsizlik girdabına düşmektir. İnsanlara da suizan edenler, aynı hissi insanlara besler ve rahatını hatta ruh halini bozar; sıkıntıya düşüp perişan olur.
Yani Allah hakkında kötü zanda bulunmak ümitsizliği, ümitsizlik sıkıntıyı, sıkıntı da sefahati doğuruyor, deniliyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü