"İki elimde iki hayatımı tutmuşum, iki hasım için iki meydan-ı mübarezede iki harple meşgulüm. Tek hayatlı olan adam meydanıma çıkmasın." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"S - Bid'alara düşen şeyhlere hücum hatardır. İçlerinde evliya bulunur?"
"... Beni tehdit ile vazgeçiremezler. Azm-i kat'î ile maksadımın yoluna tesadüf eden her bir mehâlike gireceğim. Şu hayat-ı dünyeviyeyi ednâ bir Ermeni, milleti için feda ettiği halde; ben ki, şu hayat ile alâkam pek zayıf; bâhusus yedi defadır şu hayat elimden uçacaktı, emaneten elimde bırakılmış; bunu vermekten minnet etmek hakkım değildir."
"O ruh, kafesten ağaca uçmak, akıl re'sten yeise kaçmak istedikleri halde, ileride feda için ibka edildi. Bu hayat ile tehdit etmek hiçtir. Kaldı ki, hayat-ı uhreviye ile tehdit ediyorlar. Ondan da hiç minnet çekmem. Şimdiki nâr-ı teessüfle muhterik bir ruh olsun, onların bedduasıyla cehennemde yansın; o teessüf ateşini içinden çıkarmakla vicdan, maksattan bir firdevs tazammun ettiği gibi, hayal dahi emelden bir cenneti teşkil edecektir. Umumun malûmu olsun ki: İki elimde iki hayatımı tutmuşum, iki hasım için iki meydan-ı mübarezede iki harple meşgulüm. Tek hayatlı olan adam meydanıma çıkmasın."(1)
Konunun siyak ve sibakına baktığımızda; iki hayattan kastedilen şeyin birisi dünya hayatı diğeri de ahiret hayatıdır. Tehdit ise; Üstad Hazretlerinin bid'at ehli hocaları tenkit etmesine mukabil, muhataplarının “Bid'alara düşen şeyhlere hücum hatardır. İçlerinde evliya bulunur?” sorusu ile ahiretine yazık edeceksin demeleridir.
Üstad Hazretleri de "Böyle yanlış ve bidatlerde giden hocaları tenkit etmekten ahiretim yanacaksa yansın." diyerek, muhataplara hem gözdağı veriyor, hem de hafif yollu alay ediyor.
“... Umumun malûmu olsun ki: İki elimde iki hayatımı tutmuşum, iki hasım için iki meydan-ı mübarezede iki harple meşgulüm. Tek hayatlı olan adam meydanıma çıkmasın.”
Bu ifadelerde Üstad Hazretlerinin; İslam hakikatleri için, hem dünyasını hem de ukbasını feda edecek kadar samimi ve cesur olduğunu görmekteyiz. Böyle gözü kara bir adamın karşısında, tek hayatı esas alan birisi çıkamaz.
"Bidatlere bulaşmış birisini tenkit etmek ve düzeltmek için hücum etmek; evliya da olsa benim ukbama zarar veremez." mesajını da veriyor. Yoksa ahireti mutlak anlamda feda etmek söz konusu değildir. Zaman Üstadımızın karşısına çıkan ve tek hayatlı yaşayan kişilerin hep mağlubiyetine ve Üstad'ın galibiyetine şahit oldu.
Çünkü samimane ve iki dünyanın dengesiyle ortaya çıkanları Allah muhafaza ediyor. Zira O,
"Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne cennet sevdası var, ne cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur’ân’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selâmette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.”(2)
diyebilecek kadar, milletin imanla ahirete göçmeleri için çırpınan bir kalbe sahip birisidir.
Dipnotlar:
(1) bk. Münâzarat.
(2) bk. Tarihçe-i Hayat, Isparta Hayatı, Tahliller.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü