"İmam olsun ve her biri birer mucizat-ı kudret-i ilahiye olan adiyat içindeki harikulade olan sanat-ı Rabbaniyeyi ve tasarruf-u kudret-i ilahiyeyi göstersin." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"BİRİNCİ ESAS: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın, çendan her hali ve her tavrı, sıdkına ve nübüvvetine şahit olabilir. Fakat her hali, her tavrı harikulâde olmak lazım değildir. Çünkü Cenâb-ı Hak onu beşer suretinde göndermiş, ta insanın ahvâl-i içtimaiyelerinde ve dünyevi, uhrevi saadetlerini kazandıracak a'mâl ve harekâtlarında rehber olsun ve imam olsun ve herbiri birer mucizât-ı kudret-i İlâhiye olan âdiyat içindeki harikulâde olan san'at-ı Rabbâniyeyi ve tasarruf-u kudret-i İlâhiyeyi göstersin. Eğer ef'âlinde beşeriyetten çıkıp harikulâde olsaydı, bizzat imam olamazdı; ef'âliyle, ahvâliyle, etvârıyla ders veremezdi." (1)
Âdiyat denilen şeyler, insanın hayatına taalluk eden yeme, içme, uyuma ve evlenme gibi beşerî ahvaller hep âdiyattandır. Şayet Peygamber Efendimiz (asm) her hâli ile mükemmel olup harikulade bir hayat yaşasa idi, bize rehber ve imam olamazdı. Ve bu adiyatın içindeki ilahi ikram ve ihsanları hakkı ile tanıyıp bize hakkı ile tarif edemezdi. Mesela, elmanın tadına bakmadan, elmanın nimetlerini ve Allah’ın oradaki kudret mucizelerini bize tarif edemezdi.
Nasıl ki, melekler yiyip içmedikleri için, o leziz nimetleri tartmak ve şükretmek noktasında insana yetişemiyor ve imam olamıyor. Zira o yiyecek ve içecekleri tadacak ve tartacak cihaza sahip değildirler. Aynı şekilde, Peygamber Efendimiz (asm) şayet bir melek gibi harika bir şekilde yaşasa idi, bu hususlarda bize rehber ve imam olamazdı. Hâlbuki Allah mühim mucize ve ikramlarını bu âdiyat denilen yeme ve içme gibi şeylerin içine gizlemiştir.
1) bk. Mektubat, On Dokuzuncu Mektup, Dördüncü Nükteli İşaret.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü