"İmani meselelerde şüphe, bir delili, hatta yüz delili atsa da medlule iras-ı zarar edemez. Çünkü binler delil var." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Medlul", delil getirilen şey, delille sabit olan netice demektir. Bir delilin ıskatı ile netice sakıt olmaz. Yani bin delil ile ayakta duran bir netice, bir iki delilin düşmesi ile yıkılmaz. Çünkü o bin delilden on tanesi düşmüş olsa bile, diğer dokuz yüz doksan delil o neticeyi ayakta tutmaya devam etmektedir. Yani bütün deliller çürütülmeden, düşürülmeden netice çürütülüp düşürülemez, demektir.
İnsanın kalbinde imana dair yüz delil olduğunu düşünelim. Bu delillerden bazıları şüphe ile düşürülse, (tabi kişinin fikrinde, nefsü’l- emirde o deliller yine sağlam) iman yine zarar görmez, çünkü birkaç delil şüphe ile gitti diye, diğer deliller ve o delillere bağlı olan iman gitmez.
Yüz sütun üzerinde duran bir binanın bazı sütunları zarar görse, bina yine de ayakta kalır; çünkü diğer sütunlar o binayı ayakta tutmaya devam etmektedir. Burada medlûl bina, sütunlar ise deliller oluyor. Bina ancak bütün sütunlar yıkılınca yıkılır.
İslam binasını ayakta tutan ve onun doğruluğunu ispat eden binlerce delil var. O delillerden bazılarını hikmetini idrak edemiyoruz diye, İslam binasını inkâr etmek ya da onun doğruluğu hakkında şüpheye düşmek ahmakça bir davranış olur. Çünkü diğer bütün deliller halen ona işaret edip onun doğruluğunu ispat etmektedir.
Diğer bir husus, birilerinin delilleri anlayamaması ya da hazmedemediğinden inkâr etmesi, delillerin kıymetini düşürmez, hakikatini yıpratmaz. Anlayamamak ya da hazmedememek kişinin kendi kifayetsizliğidir; deliller sağlam, parlak, kuvvetli ve canlıdır. Çünkü hâlen o delili anlayıp imanına iman, marifetine marifet katan binlerce müdakkik insanlar bulunmaktadır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar