İnsan küçük âlem olup, büyük âlemin nümunelerini taşıyor. Peki, ruhun, sırrın, hafinin, ahfanın asılları büyük âlemde nedir?
Değerli Kardeşimiz;
Ruh basittir, yani terkip değildir. Kalb, akıl, hayal, aynı mahiyetin farklı cihetleridir. Üstadımız, İşârâtü’l-İ’caz tefsirinde şöyle buyurur:
"Kalpten maksat, sanevberî (çam kozalağı) gibi bir et parçası değildir. Ancak, bir lâtife-i Rabbaniyedir ki, mazhar-ı hissiyatı vicdan, mâkes-i efkârı dimağdır." (İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi 7. Ayet).
Sır, hafi, ahva ayrı şeyler olmayıp aynı kalbin terakki basamaklarını ifade ederler. Nasıl nefsin terakki yolculuğu; “emmare makamından başlayıp, levvameden, mutmainneden geçip ta nefs-i kâmile makamına” eriyorsa, insan kalbi de manen terakki ettikçe daha ince sırlara, daha gizli manalara ayna olur. Bunlar tasavvufta geçen ıstılahlardır. Ve bunlar insan ruhunun farklı latifeleri gibi değildirler ki, büyük âlemde onların numunelerini arayalım.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar