"Kudretine nisbeten zerreler, yıldızlar birdir... En büyük, en küçük kadar kudretine nisbeten rahattır. Küçük, büyük kadar sanatlıdır..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Hiçbir şey daire-i kudretinden hariç olamaz. Kudretine nisbeten, zerreler, yıldızlar birdir. Küllî, cüz’î kadar kolaydır. Cüz, küll kadar kıymetlidir."
"En büyük, en küçük kadar kudretine nisbeten rahattır. Küçük, büyük kadar san’atlıdır; belki, sanatça, küçük büyükten daha büyüktür." (Mektubat, 20. Mektup, İkinci Makam)
"Kudretine nisbeten, zerreler, yıldızlar birdir... En büyük, en küçük kadar kudretine nisbeten rahattır."
Bu vecizelerin bütün yönleriyle açıklamaları Onuncu Kelime’de yapılmıştır. Burada bir iki noktaya temas etmekle iktifa edeceğiz:
Metinde geçen nisbet kelimesi çok ehemmiyetlidir. Zira bazı insanlar birçok hakikatleri kendi güç ve kuvvetlerine, kendi ilim ve iradelerine nisbet ettiklerinde akıllarına sığıştıramaz ve inkâra saparlar. Mesela, bir insan “Cenab-ı Hak sonsuz işleri birlikte nasıl yapmaktadır?” sualinin cevabını ararken kendisinin bir anda iki iş yapamadığını ölçü alırsa, o büyük hakikati idrak edemez ve inkâra sapabilir.
Kendi sınırlı kudretini ölçü alarak kâinattaki sonsuz kudret tecellilerine bakmak da insanı aynı hataya götürür. Daha önce de arz ettiğimiz gibi, Allah’ın bütün sıfatları ezelîdir, mutlaktır ve sonsuzdur. İnsanın ise kendisi gibi sıfatları da sonradan yaratılmıştır, hepsinin bir başlangıcı ve sonu vardır. İnsan bu hakikatten gaflet ettiği takdirde çok açık hakikatleri aklına sığıştıramaz ve inkâr yoluna girer.
"Küçük, büyük kadar sanatlıdır; belki, san'atça, küçük büyükten daha büyüktür."
Cevap olarak Üstadımızın şu vecizesini nakletmekle iktifa edeceğiz:
"Bir sineğin hilkati hayretfezadır filden." (Sözler, Lemeat)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü