"İnsaniyet midesinden sonra, hadsiz geniş diğer bir sofra-i nimet açmak için, İslâmiyet ve iman akidelerini, çok rızık ister bir mânevî mide hükmüne getirip..." Devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
İman edip salih amel işleyen bir mümin, bütün duygu ve düşüncelerini inkişaf ettirmiş ve onlara manevî bir cennet yaşatmış olur.
“Sonra, nihayetsiz ni’metleri isteyen ve hadsiz rahmetin meyveleriyle tagaddi eden ve insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyet’i ve îmânı sana verdiğinden, daire-i mümkinat ile beraber, Esmâ-i Hüsnâ ve sıfât-ı mukaddesenin dairesine şâmil bir sofra-i ni’met ve saadet ve lezzet sana fethetmiştir.” (24. Söz)
İslâmiyet ve iman nimetinden mahrum olan inançsız insanlar da akıllarını kullanarak mülk ve melekût âlemlerini bilmekte ve onlardan istifade etmektedirler. Şu var ki, onlar kendilerini de, bu âlemi de sahipsiz ve Hâlık’sız vehmettikleri için, bu âlemler hakkındaki bilgileri onların kalb ve ruhlarını terakki ettirmez. Sadece elde ettikleri başarılarla dünya nimetlerinden biraz daha fazla faydalanırlar. Ve yine bu başarılarla nefisleri gurur ve kibirle kabarır, enaniyetleri kuvvetlenir.
İslâmiyet ile müşerref olan bir insan ise, bu mülk ve melekût âlemlerini Allah’ın yarattığına ve kendisinin istifadesine sunduğuna inanır. Bu eserlerdeki güzelliklerin ve kemallerin “Esmâ-i Hüsnâ ve sıfât-ı mukaddesenin” tecellileriyle hâsıl olduğunu bilmekle, eserden müessire geçer, aklıyla beraber kalbi ve bütün latifeleri ulvî zevklere erer.
İslamiyet, Müslümanların hayat tarzını düzenleyen, onların dünya ve ahiret saadet ve selametlerini, maddî ve manevî terakkilerini temin eden ilâhi bir kanun, eşsiz bir rehber ve rabbani bir mürşittir. İslâm dini, kıyamete kadar gelecek bütün insanların maddî ve manevî ihtiyaçlarını, huzur ve refahını temin, ruhlarını ve akıllarını tatmin eder.
İman, ubudiyet, zikir ve tefekkür ruhun manevî gıdasıdır. İslam dininin ulvî hakikatlerini hayatlarına mal edenler saadet-i dareyne nail olur.
"İslamiyet midesi" tabiri, "inanç midesi" demektir.
"Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur." (Rad Suresi, 13/ 28)
Hulasa; insanın mahiyetindeki manevî cihazlar birer mide, İslam’ın inanç ve ibadet esasları ise bu midelerin rızıklarıdır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü