Altıncı Nükte

İçerikler


  1. "Bir şey bütün bütün elde edilmezse, bütün bütün terkedilmez." cümlesini yorumlar mısınız?

  2. "Bir küçük mesele-i imaniyenin inkişafı, benim nazarımda yüzler ezvak ve kerametlere müreccahtır." İmanın inkişafı ile izah eder misiniz?

  3. "Kayyumiyet-i İlahiyeye işaret eden ayetler..." Otuzuncu Lem'a, Altıncı Nükte'nin başındaki ayetlerin Kayyum ismi ile münasebetini izah eder misiniz?

  4. "Bu kâinatın Hâlık-ı Zülcelali kayyumdur, yani, bizatihî kaimdir, daimdir, bakidir..." Birinci Şua'nın Kayyum ismi ile münasebetini izah eder misiniz?

  5. "Bu kâinatın Hâlık-ı Zülcelal'i Kayyum'dur. Yani bizâtihî kaimdir..." Allah'ın "Mukim", "Kaim" ve "Kayyum" olmasını izah eder misiniz?

  6. "Eğer kâinattan bir dakikacık olsun o nisbet-i kayyûmiyet kesilse, kâinat mahvolur." cümlesini izah eder misiniz? Burada, "dağılır" veya "parçalanır" demeyip "mahvolur" denilmesinin sebebi nedir?

  7. Allah'ın "ne zâtında ne sıfâtında ne ef’âlinde şerîki olmaması"nı açar mısınız?

  8. "Yalnız, mesel ve temsil suretinde şuunat-ı kudsiyesine bakılabilir. Risale-i Nur'daki bütün temsilat ve teşbihat, bu mesel ve temsil nevindendirler." İzah eder misiniz?

  9. "Maddiyyun denilen bir kısım ehl-i dalalet, zerrattaki tahavvülat-ı muntazama içinde hallakıyet-i İlahiyenin ve kudret-i Rabbaniyenin bir cilve-i azamını hissettiklerinden..." İzah eder misiniz?

  10. "Nihayetsiz, câmid zerrelerin ezeliyetlerini, belki ulûhiyetlerini kabul etmeye, mesleklerince mecbur oluyorlar." Zerreler hadsiz ve nihayetsiz midir, yoksa bu ifade kesretten kinaye midir?

  11. "Esir maddesi, maddiyyunları boğduran zerrat maddesinden daha lâtif ve eski hükemanın saplandığı heyulâ fihristesinden daha kesif, ihtiyarsız, şuursuz, câmid bir maddedir." İzah eder misiniz?

  12. "En cüz’î bir fiil-i icadî, doğrudan doğruya bütün kâinat Hâlıkının fiili olduğuna delâlet eden bir sırr-ı âzamı taşıyor." Sebeplerin birer perde olduğunu örneklerle izah eder misiniz?

  13. "O arının bütün emsalinin bütün zeminde, aynı zamanda aynı fiile mazhariyetleri gösteriyor ki bu cüz'î ve hususi fiil ise ihatalı rûy-i zemini kaplamış bir fiilin bir ucudur." İzah eder misiniz?

  14. "Vücudun en kuvvetli mertebesi olan vücubun; ve vücudun en sebatlı derecesi olan maddeden tecerrüdün; ve vücudun zevalden en uzak tavrı olan mekândan münezzehiyetin..." cümlesini açar mısınız?

  15. Kayyumiyet; Allah'ın, her şeyi sürekli ayakta tutması, bir an bile elini çekse her şeyin harap olması manasına mı geliyor?

  16. "Evet, bir zîhayatın cesedindeki zerrelerin herbir âzâya mahsus bir heyetle küme küme toplanıp dağılmadıkları ve sel gibi akan unsurların fırtınaları içinde vaziyetlerini muhafaza edip dağılmamaları..." paragrafını devamıyla izah eder misiniz?

  17. "Her şey, umum zîşuur mütalâa edebilecek ve Fâtır-ı Zülcelâlin cilve-i esmâsını bildirecek birer âyet, birer mektup, birer kitap, birer kaside hükmünde olarak, manalarını hadsiz okuyucularına ifade etmesidir." İzah eder misiniz?

  18. Üstad “hakikat usandırmaz” dediği halde, neden burada “bu hikmet kâfi gelmedi” diyor?

  19. "Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyânın feyziyle, sırr-ı kayyûmiyet noktasında azîm, hadsiz bir hikmet, bir gaye göründü. Ve onunla, 'tılsım-ı kâinat' ve 'muammâ-yı hilkat' tabir edilen bir sırr-ı İlâhî anlaşıldı." ifadelerini izah eder misiniz?

  20. "Evet, sırr-ı kayyûmiyetin cilvesine bu noktadan bakınız ki, bütün mevcudatı ademden çıkarıp, her birisini bu nihayetsiz fezada..." Buradaki "nihayetsiz feza" ifadesini açar mısınız?

  21. "Sırr-ı Kayyumiyetin cilvesine bu noktadan bakınız ki, bütün mevcudatı ademden çıkarıp, kıyam ve beka verip..." ifadesinde ademden çıkarmaktan bahsediliyor. İzah eder misiniz?

  22. "Eğer o nuranî nokta-i istinada dayanmazlarsa, ehl-i akılca muhal ve bâtıl olan binler devirler ve teselsüller lâzım gelecek..." İzah eder misiniz?

  23. "Meselâ bu şey (hıfz veya nur veya vücut veya rızık gibi) bir cihette buna dayanır, bu da ötekine,.. Gitgide, herhalde nihayetsiz olamaz, bir nihayeti bulunacak. İşte, bütün böyle silsilelerin müntehâları, elbette sırr-ı kayyûmiyettir." İzah eder misiniz?

  24. "Şu kâinata baktığımız vakit görüyoruz ki, zaman seylinde mütemadiyen çalkanan ve kafile kafile arkasından gelip geçen mahlukatın bir kısmı bir saniyede gelir, derakap kaybolur. Bir taifesi bir dakikada gelir, geçer..." İzah eder misiniz?

  25. "Hayret verici seyahat ve seyeran-ı mevcudat, o sefer ve seyelan-ı mahlukat öyle bir intizam ve mizan ve hikmetle sevk ve idare edilir..." İzah eder misiniz?

  26. "Faaliyetin her nevi, cüz’î olsun küllî olsun, bir lezzet verir. Belki her faaliyette bir lezzet var. Belki faaliyet ayn-ı lezzettir..." Devamıyla izah eder misiniz?

  27. "Sırr-ı kayyûmiyete bakan hadsiz faaliyet-i İlahiyedeki hikmetin ikinci şubesi: Esmâ-i İlahiyeye bakar." Buranın kayyûmiyetle alakasını izah eder misiniz?

  28. "Hakikî bir hüsün, hakikî bir kemal, hakikî bir cemal" arasında ne fark vardır?

  29. "Nihayetli mahdud bir şeyden nihayetsiz levhaları ve bir tek şahıstan pek çok şahısları ve bir hakikattan pek kesretli hakikatları göstermek..." cümlesini devamıyla izah eder misiniz?

  30. "Kâinattaki hayretnümâ faaliyet-i daimenin hikmet"lerinin birinci ve üçüncü şubesi arasındaki fark nedir?

  31. "Mezkûr düsturların her biri birer kaide-i esasiyedir ki, kâinatta ve âlem-i insaniyette cereyan ediyorlar. Bu kaidelerin esma-i ilahiyede cereyan ettiklerini gösteren üç misal" nerededir?

  32. "Umum zîhayatlarda, bu dünyada ihkak-ı hak etmek nev’i tamamen ve haksızlara ceza vermek nev’i ise kısmen sırr-ı adaletin icrasından olmakla..." İzah eder misiniz?

  33. "Nebatları rızık vasıtasıyla hayvanların derece-i hayatına ve hayvanları, insanların şuurkârâne olan yüksek hayatına çıkarıyor." İzah eder misiniz?

  34. "İşte, her bir zîhayatın zâhirî bir vücudunun zevâliyle ruhu, mahiyeti, hüviyeti, sureti ve misalî vücutları ve ilmî ve gaybî mevcudiyetleri ve cesed-i necmîsi ve gılaf-ı ruhu gibi kendinden alınmış..." İzah eder misiniz?

  35. "Kâinatı bir faaliyet-i daime ile tağyir ve tebdil eden zâtın, elbette kendisinin de mütegayyir ve mütehavvil olması lâzım gelir." soru ve cevabını izah eder misiniz?

  36. "Zîhayatın kanındaki ‘küreyvât-ı hamrâ ve beyzâ’ tabir ettikleri, zerrelerden teşekkül eden küçücük kütleleri, seyyar yıldızlar gibi, Mevlevîvâri iki hareket-i muntazama ile hareket ediyorlar." Alyuvar ve akyuvarların iki hareketiyle izah eder misiniz?

  37. "Bütün kâinatın mevcudatını böyle durduran, beka ve kıyam veren ism-i Kayyûmun bu cilve-i âzamının arkasından bak." cümlesini "arkasından bakmak" tabiri ile izah eder misiniz? Hayy ve Kayyum isimlerinin birlikte zikredilmelerinin hikmeti ne olabilir?

  38. "İsm-i Ferd’in cilve-i âzamı, bütün kâinatı enva’ıyla, eczasıyla bir vahdet içine alıyor; her şeyin alnına bir sikke-i vahdet koyuyor;.." İzah eder misiniz?

  39. "Kâinata tecellî eden kayyûmiyetin cilvesi, vâhidiyet ve celâl noktasında olduğu gibi, kâinatın merkezi ve medarı ve zîşuur meyvesi olan insanda dahi, kayyûmiyetin cilvesi, ehadiyet ve cemal noktasında tezahürü var." İzah eder misiniz?

  40. "Kâinatın ekser hikmetleri, maslahatları, gayeleri insana baktığı için, güya insandaki cilve-i kayyûmiyet, kâinata bir direktir." İnsanı kâinata direk yapan vazife nedir?

  41. "Melaikeler onları o zevkle bilemezler." Melekler cismaniyette tecelli eden esmayı biliyor fakat zevk mi edemiyorlar, izah eder misiniz?

  42. "Zât-ı Hayy-ı Kayyûm, insana, bütün esmâsını ihsas etmek ve bütün envâ-ı ihsânâtını tattırmak için öyle iştahlı bir mide vermiş ki, o midenin geniş sofrasını hadsiz envâ-ı mat’umatıyla kerîmâne doldurmuş." izah eder misiniz?

  43. "Hem bu maddî mide gibi hayatı da bir mide yapmış." Buradaki mide-hayat benzetmesini izah eder misiniz?

  44. "İnsaniyet midesinden sonra, hadsiz geniş diğer bir sofra-i nimet açmak için, İslâmiyet ve iman akidelerini, çok rızık ister bir mânevî mide hükmüne getirip..." Devamıyla izah eder misiniz?

  45. "Ve bilhassa o midedeki muhabbet-i İlâhiye zevkinin daha başka bir dairesi var." Söz konusu bu daire hakkında bilgi verir misiniz?

  46. "Kâinatta münteşir bütün envâ-ı nimeti insanla tanzim etmek. Ve insanın menfaati ipiyle tesbih taneleri gibi tanzim eder, nimetlerin iplerinin uçlarını insanın başına bağlar, rahmet hazinelerinin umum çeşitlerine insanı bir liste hükmüne getirir." İzahı?

  47. "Zat-ı Hayy-ı Kayyumun hitabatına, insan, camiiyeti haysiyetiyle en mükemmel muhatap olmak" ne demektir?

  48. "İnsan, kendi acz-i mutlakıyla Hâlıkının kudret-i mutlakasını ve derecâtını ve aczin dereceleriyle kudretin mertebelerini hissetmektir..." Devamıyla izah eder misiniz?

  49. "Birisi: Esmâ-i İlâhiyenin ayrı ayrı nakışlarını kendinde göstermektir... İkinci yüzü: Şuûnât-ı İlâhiyeye âyinedarlık eder..." Üçüncü vecihteki âyinedarlığın iki yüzünü izah eder misiniz?

  50. "Şuûnât-ı İlâhiyeye âyinedarlık eder. Yani, kendi hayatıyla Zât-ı Hayy-ı Kayyûmun hayatına işaret ettiği gibi, kendi hayatında inkişaf eden sem’ ve basar gibi duyguların vasıtasıyla, Zât-ı Hayy-ı Kayyûmun sem’ ve basar..." İzah eder misiniz?

  51. "İnsan hayatında bulunan ve inkişaf etmeyen ve his ve hassasiyet suretinde galeyan eden ve kesretli bir surette olan çok ince hayatî duygular, mânâlar ve hisler vasıtasıyla, Zât-ı Hayy-ı Kayyum’un şuunat-ı kudsiyesine âyinedarlık eder." izah eder misiniz?

  52. "Evet, nasıl ki insanın anasırları kâinatın unsurlarından ve kemikleri taş ve kayalarından ve saçları nebat ve eşcarından ve bedeninde cereyan eden kan..." İzah eder misiniz?

  53. "Kuvve-i hayaliyeleri âlem-i misalden..." Hayal, nasıl âlem-i misalin bir küçük numunesi oluyor?

  54. "Her bir cihazı bir âlemden haber veriyorlar." cümlesine örnek verebilir misiniz?

  55. "İnsan, küçük bir mikyasta, kâinattaki hakaik-i imaniyeyi şuhud derecesinde gösterebilir." cümlesini izah eder misiniz?

  56. "Madem cemal, kemal, rahmet bakidirler ve sermedidirler. Elbette o cemal-i bakinin ayine-i müştakı ve o kemal-i sermedinin dellalı aşıkı ve o rahmeti ebediyenin muhtacı müteşekkiri olan insan, baki kalmak için darı bekaya gidecek..." Açıklar mısınız?

  57. "Cemal kendini sevdiği için, sevmesine mukabil muhabbet ister. Zeval ve fena ise, o muhabbeti adavete kalb eder, çevirir. Eğer insan ebede gidip baki kalmazsa, fıtratındaki cemali samediyeye karşı olan esaslı muhabbet yerine adavet bulunacaktır." İzahı?

  58. "Nasıl kâinat insan için yaratılmış ve kâinattan maksud ve müntehap insandır. Öyle de insandan dahi en büyük maksud ve en kıymettar müntehap ve en parlak âyine-i Ehad ve Samed, elbette Ahmed-i Muhammeddir." İzah eder misiniz?

Yükleniyor...