"İşte, beşerin kuvve-i hafızasına misal olarak, bütün yumurtaları, çekirdekleri, tohumları kıyas et..." Devamıyla tafsilatlı olarak izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

İşte beşerin kuvve-i hâfızasına misal olarak bütün yumurtaları, çekirdekleri, tohumları kıyas et ve bu câmi’ küçücük mu’cizelere, sair müsebbebatı da kıyas et. Çünkü hangi müsebbebe ve masnua baksan o derece hârika bir sanat var ki değil onun âdi, basit sebebi, belki bütün esbab toplansa ona karşı izhar-ı acz edecekler. Mesela, büyük bir sebep zannedilen güneşi; ihtiyarlı, şuurlu farz ederek ona denilse: "Bir sineğin vücudunu yapabilir misin?" Elbette diyecek ki: "Hâlık’ımın ihsanıyla dükkânımda ziya, renkler, hararet çok. Fakat sineğin vücudunda göz, kulak, hayat gibi öyle şeyler var ki ne benim dükkânımda bulunur ve ne de benim iktidarım dâhilindedir." (Sözler, Otuz Üçüncü Söz, Yirmi Yedinci Pencere)

Büyük şeylerin planlarını kader kalemiyle küçük numunelerde yazmak, sonra o küçüklerden büyükleri yaratmak ilahi bir sünnet, Rabbanî bir hikmettir.

Küçücük çekirdeklerden koca ağaçları çıkaran Cenab-ı Hak, yumurtalardan kuşları, balıkları çıkarmakta, tohumlara bire on, yüz mahsul verdirmektedir. Kâinatın tümünün de bir öz varlıktan yaratıldığı meyvelerinden bellidir. Kendisinden yaratılacak bütün varlıklardaki bütün esma tecellilerine mazhar olan bu öz varlık Nur-u Muhammedî (asm)'dir.

Bir tane çekirdek Fettah ismiyle açılmakta ve içinden gövde, dallar, yapraklar ve meyveler çıkmakta, bu meyveler de süzülerek içlerinde ağacına göre yüzlerce, binlerce çekirdekler yaratılmakta ve her çekirdeğe yine ağacın bütün programı konulmaktadır.

Paragrafın sonunda verilen güneş misalinde çok mühim bir ifade geçmektedir:

"Fakat sineğin vücudunda göz, kulak, hayat gibi öyle şeyler var ki, ne benim dükkânımda bulunur ve ne de benim iktidarım dâhilindedir."

Dükkân misalini çarşıya-pazara taşıyalım: Mesela, bir kasaba girip ilaç soralım yahut bir manifaturacı dükkânından salata, marul isteyelim. Alacağımız cevap her seferinde aynı olacaktır: "O mal bizde bulunmaz."

Bütün yumurtalara birlikte bakalım. Onların tümüne kendilerinde olmayan hayatı ve o hayata takılan görme, işitme, sevme, korkma gibi duyguları ve hisleri kim taktı? Bu dükkânlara o mallar nereden geldi?

Bu sualin cevabı dersin de bir hülasası olacaktır: Müsebbibü’l-Esbap'tan; sebepleri perde olarak istimal edip onlardan müsebbebleri, yani neticeleri, meyveleri çıkaran Allah’ın ilminden, iradesinden ve kudretinden…

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 1.046
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...