"İşte, şu muvazene, ehl-i dalaletle ehl-i imanın hayat ve vazife cihetindeki mahiyetlerine işaret eden..." Ayet-i kerîmenin meali ve konu ile münasebetini izah ederek özetler misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"İşte, şu muvazene, ehl-i dalaletle ehl-i imanın hayat ve vazife cihetindeki mahiyetlerine işaret eden لَقَدْخَلَقْنَا اْلاِنْسَانَ فِىۤ اَحْسَنِ تَقْوِيمٍ - ثُمَّ رَدَدْناَهُ اَسْفَلَ سَافِلِينَ - اِلاَّ الَّذِينَ اٰمَنوُا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ..." (Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf)

Ayet-i kerimenin meali:

“Muhakkak ki, biz insanı en güzel bir şekilde yarattık. Sonra da onu en aşağı seviyeye indirdik. Ancak iman eden ve güzel işler yapanlar müstesna.” (Tîn, 95/4-6)

İnsan en güzel mahluktur. Bu güzelliği öncelikle onun ruh dünyasında aramak gerekir. Nitekim Üstad Hazretleri Onuncu Sözün On Birinci Hakikatinde yer, gök ve dağların yüklenemedikleri emanet yükünü insanın “istidadının” yüklendiğini beyan etmekle, sair varlıkların istidat yönünden insanın çok gerisinde kaldıklarına işaret etmiş oluyor. İnsandaki bu istidat sermayesinin çok önemli bir yönü de onun ruhuna ihsan edilen “nihayetsiz muhabbet kabiliyetidir.” İnsan bütün maddi ve manevi cihazlarında olduğu gibi, bu muhabbet kabiliyetinde de bir imtihana tabi tutulmuştur. Ehl-i iman bu sermayeyi Allah’a muhabbette sarf etmekle çok yüksek makamlara ulaşmış, ehl-i dalalet ise onu yanlış kullanmakla en aşağı bir seviyeye inmiştir.

Nur Külliyatı’nda insan hakkında yer alan bütün bahisler bir yönüyle bu ayet-i kerimenin tefsiri mahiyetindedir. Üstadımız bu derste On Birinci Söz’e işaret ediyor. O Söz’de şu üç konu üzerinde durulmuştur: “Hikmet-i âlemin tılsımı, hilkat-i insanın muamması ve hakikat-ı salâtın rumuzu.”

Üstadımız, insanın yaratılış muamması konusunda harika bilgiler vermiş ve dersin sonunda “Senin hayatının gayelerinin icmali dokuz emirdir...” buyurarak bu önemli konuyu iki sayfa halinde özetlemiştir.

Bu risale yanında yine konusu insan olan ve baştaki ayetin manevi bir tefsiri mahiyetindeki Yirmi Üçüncü Söz’de insanın üstün yaratılışı üzerinde on ayrı bahis halinde çok geniş açıklamalar yapılmıştır. Keza, Otuzuncu Söz’ün ene bahsi de tamamen insan ile alakalıdır.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 762
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Ender56

"Hem onu(muhabbetinizi), hakikî mahbub olan Kadîr-i Mutlaka tevekkül ile teslim etmiyorsunuz, daima elem çekiyorsunuz."Allah'a muhabbetin ölçüsü O'na tevekkül etmekmidir, Allah'ı seven O'na tevekkülmü edecek? Burayı nasıl anlamalıyız?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Gerek tevekkül olsun gerek muhabbet olsun hepsi tahkiki imanın bir neticesidir. Ben Allah'ı çok seviyorum ama ona güvenmiyorum dediğimizde bu sahte bir sevgi olur. Gerçek sevgi güveni de beraberinde ister ikisi bir birisinin tamamlayıcısı hükmündedir. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...