"Itlakın mânâsı, hattâ mütenahi ve maddî ve mahdut birşeyde dahi olsa, yine istilâkârâne ve istiklâldârâne etrafa, her yere yayılır, intişar eder." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Itlak"; bir şeyi salıvermek, bırakmak, serbest olup her tarafta bulunmak gibi mânalara geliyor. Burada ise, bir şeyin her tarafı kuşatması ve istila etmesi mânasında kullanılmıştır.
Mesela, suyun bendini açtığımızda su her tarafı istila edip yayılmaya başlar. Suyun bu haline ıtlak denilir. Odanın lambasını açtığımızda ışık bir anda her tarafı istila edip aydınlatır. Pencereyi açtığımızda hava hemen içeriyi istila etmeye başlar ki bunlara ıtlak denilir. İstila ve ihata, ıtlakın tabiî bir hususiyetidir.
Maddî ve sınırlı olan hava, su ve ışıkta böyle kuşatma ve istila mânası olursa, maddeden münezzeh ve mukaddes olan Allah’ın mutlak isim ve sıfatlarında, elbette bu vasıf hakiki ve zaruri bir şekilde bulunur.
Hüve nüktesinde de havanın ses naklinden, kanımızı temizlemeye, bitkilerin tozlanmasına kadar nice işleri birlikte yaptığı güzelce gözler önüne seriliyor. Burada verilen mesaj da aynı. Allah’ın bir mahlûku, bu kadar işi karıştırmadan, birlikte ve son derece kolay olarak icra ederse, ona bu vazifeyi veren ve bu kabiliyeti takan Allah’ın, sonsuz ve mutlak sıfatları elbette bütün âlemleri birlikte yaratır, beraber terbiye eder, çoklar o sıfatları yormayacağı gibi, azlar da rahatlatmaz.
Mesela, Allah’ın mutlak kudretinin karşısında büyük- küçük, ağır- hafif, uzun - kısa her şey eşittir, her şeyi yaratmak bir şeyi yaratmak kadar O’na kolaydır ve her şeyin tedbir ve dizgini bu mutlak kudretin elindedir ve bu kudretin ıtlak ve istilasının dışına hiçbir şey çıkamaz.
Yine Allah’ın sonsuz ilmi her şeyi istisnasız kuşatmıştır, hiçbir şey O’nun sonsuz ilminden gizlenemez. Bu ıtlak ve istila Allah’ın bütün sıfatları için geçerlidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü