"Kâinatı bu derece inamat ile dolduran Zat-ı Kerim-i Zülcemal, zişuurlardan o nimetlere karşı şükür istemesi, zaruri ve bedihidir." İzah eder misiniz?

Değerli Kardeşimiz;

"Evet, Cenâb-ı Hakk'a iman eden, elbette ona itaat edecek. Ve itaat yolları içinde en makbulü ve en müstakimi ve en kısası, bilaşüphe, Habibullah'ın gösterdiği ve takip ettiği yoldur. Evet, bu kâinatı bu derece in’âmât ile dolduran Zat-ı Kerîm-i Zülcemal, zişuurlardan o nimetlere karşı şükür istemesi, zaruri ve bedihidir." (Lem'alar, On Birinci Lem'a)

Allah, kendi şuunat ve hâllerinin bir kısmını bize aynı duygulardan vermekle hissettirmek istiyor. Bizler de o his ve duygularla Cenab-ı Hakk'ın bizden taleplerini ve varlıklarla münasebetini anlayabiliyoruz. Evet, birisine iyilik yapan kişi, iyilik yaptığı kişiden elbette bir teşekkür ve meşru dairedeki taleplerine itaat ister. Yoksa nimet ve iyilikleri bir daha yapmaz.

Aynen onun gibi kâinatı sayısız nimetlerle dolduran Allah’ın da şuur sahibi insanlardan ve cinlerden bu nimetlere karşı şükür (ibadet ve kulluk) istemesi çok aşikâr bir durumdur.

Bulutların kararması ile yağmurun yağması, ateş ile yakmak, soğuk ile üşümek, yemek yemek ile doymanın arasında nasıl bir sebep sonuç nedenselliği varsa, benzer bir nedensellik nimet ile şükür arasında bulunuyor, nimet varsa şükür de olmalıdır.

İşte bütün bu ilahi isteklerin karşılanması ve insanlığın terakki edip yüksek makama çıkmasının en kısa yolu, Peygamberimizin (a.s.m) gösterdiği yoldur.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü