"Kâinattaki nizam, ancak hakaik-i nisbiyeden doğmuştur." ne demektir, misal verir misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Hakaik-i Sâbite: Allah’ın kudret ve irade sıfatı ile yarattığı ve kâinatta sabit olup değişmeyen her bir hakikate denir. Mesela sıcaklık, ışık, güzellik, madde sabit birer hakikattirler. Bunların kâinattaki miktarı nisbî hakikatlere nazaran daha azdır. Zaten nisbî hakikatler de bu sabit hakikatlerin aralarındaki münasebet ve nisbetlerden ibarettir.

Mesela, sıcaklığın sabit bir hakikati vardır. Lakin soğuk denen nisbî hakikat devreye girince, sıcaklığın milyonlarca nisbî dereceleri ve hakikatleri açığa çıkıyor. Üstad'ın "Hakaik-ı nisbiye denilen şeyler, kâinatın eczası arasında bulunan rabıtalardır.”(1) sözü bu manadadır. Buradaki ecza sabit hakikat, aralarındaki rabıta denen münasebet ise nisbî hakikatlerdir. Suyun kaynama derecesi, demirin erime derecesi, suyun donma derecesi, bunlar sabit olan sıcaklık hakikatinin nisbî dereceleridir.

Hakaik-i Nisbiye: Allah’ın irade ve kudret sıfatına taalluk etmeyen ve hakikatte varlığı olmadığı halde, bir başkasına nisbet veya kıyas edildiğinde anlaşılan ve bilinen hakikatler demektir. Büyük-küçük, sağ-sol, ön-arka, üst-alt birer nisbî emirdirler ve bunların hiçbirisi de mahlûk değildir.

Mesela, bir bina düşünelim. Bu binanın maddî kalıbı sabit bir hakikattir. Bu sabit hakikat olan binayı usta çekiç ve çivisi ile yapmıştır. Yani bizzat kudret ve iradesi ile yapmıştır. Ama binanın önü-arkası, sağı-solu, altı-üstü gibi mefhumlarını usta çekiç ve çivisi ile yapmamıştır. Bu mefhumlar, yani bu nisbî hakikatler binanın maddî kalıbına terettübî olarak yerleşmişlerdir. Yani binanın yapılması ile ortaya çıkmışlardır. Bina tektir, ama binaya nisbetle açığa çıkan nisbî kıymetler binadan daha fazladır. Binanın önü-arkası, sağı-solu, altı-üstü, mahallesi, şehri, ülkesi gibi birçok mefhum bina ile meydana çıkmıştır.

Meselâ; çirkinlik denen şey de güzelliğin derecelerini ve mertebelerini insanlığa ihsas ettirmek için, güzelliğe terettübî olarak takılmış nisbî bir varlıktır. Çirkinlik olmasa idi, güzelliğin hem kıymetini hem de derece ve mertebelerini idrak edemeyecektik.

İşte bu nisbî değerler sabit değerlerin etrafında bir sistem ve nizam kuruyor. "Binanın arka tarafında bir ağaç var, gidip oradan meyve kopar" dediğimiz zaman, arka taraf binaya bir değer ve cihet katıyor demektir.

"Amerika kuzeyde, Japonya doğuda" dememiz de aynı şekilde nisbî bir değerdir. Şayet bu nisbî değerler olmasa idi, kâinatta nizam ve intizam diye bir şey olmazdı. Kimse yönünü ve gideceği yeri bilemez, her şey karmaşık bir hâl alırdı. Binanın demirbaşları olan temel ve duvarları sabit hakikatler iken, onları güzelleştiren ve mükemmel yapan süslemeler ve estetik işlemeler de binanın nisbî kıymetleridir.

(1) bk. İşaratü'l-İ'caz, Fatiha Suresi Tefsiri.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 7.351
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

tilmizz
Allah razı olsun.son paragraf işi bitirmiş..
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...