"Kim tevfik isterse, kâinatta cârî olan âdetullaha âşinalık etmek ve nevâmis-i fıtrata dostluk etmek gerektir. Yoksa fıtrat tevfiksizlikle bir cevab-ı red verecektir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Kâinatta cârî olan âdetullah", kâinatta canlı cansız bütün varlıkların nasıl hareket edeceklerini belirleyen Allah'ın emirleri, O'nun koyduğu değişmez düzen ve sistem demektir.
Mesela, oksijenle hidrojenin birleşmesinden su meydana gelir. Işık, geldiği açıya eşit bir açı ile yansır ki, bunlar birer âdetullahdır. "Âdetullah" yerine "tabiat kanunu" demek yanlıştır.
"Nevâmis-i fıtrat", yaratılış kanunları demektir. Mesela, suyun kaldırma prensibi, yerin çekim gücü, ateşin yakma özelliği hep birer fıtrat kanunlarıdır.
Kim Allah’ın yardımını istiyorsa, Allah’ın kâinata koymuş olduğu kurallara uygun hareket etmelidir. Şayet kâinata konulan kurallara uygun hareket edilmez ise, Allah’ın yardımı gelmez. Müslüman kâfir fark etmez, herkes bu kurallara uymakla mükelleftir.
Müslümanlar bu kurallara yeterince uymadığı için fakir ve zillet içine düşmüşlerken, Avrupa toplumları Allah’ın bu kurallarına iyi uydukları için, dünyada güçlü ve zengin olmuşlardır.
Evet, mutlak ve her şeyde eşitliği savunanlar, kainattaki fıtrata uygun olmadığından muvaffak olamazlar. Sosyalistler, sermayeyi ve şahsi teşebbüsü kabul etmediklerinden akim kaldı. Kapitalistler, herkese adilce dağıtılması gereken sermayeyi azınlığın elinde bıraktıklarından daima ihtilallere maruz kalmaktadırlar. Çünkü,
"Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede bir çığır açan, eğer kâinattaki kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse, hayırlı işlerde ve terakkîde muvaffak olamaz. Bütün hareketi şer ve tahrip hesabına geçer."(1)
hükmü, kainat büyüklüğünde bir hakikattir.
(1) bk. Lem'alar, Yirmi İkinci Lem'a.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü