Şuâât
İçerikler
-
"İşte derece-i kemâlât gayr-i mütenahî, onun ruhundaki istidat ve kabiliyet nihayetsiz, muhit-i enfüsî olan zâtından başka, ümmetinin âfâkından gelen esbâb-ı inkişaf hadsiz olduğundandır ki; Hakikat-i Muhammediye (a.s.m.) âlem-i imkânda en râsih..." İzah?
-
"Ve cevv-i feza, kendi cin ve bulutun işaretiyle nübüvvetine beşaret verir ve sâyebanlık ediyor." Bu cümleden hareketle, cinler hava atmosferinde mi yaşıyorlar, burada anlatılmak istenen nedir?
-
"Evet her bir hareketinde adem-i tereddüd ve muterizlere adem-i iltifat ve muarızlara adem-i mübalat ve muhalif olanlardan adem-i tahavvufu 'sıdkını' ve ciddiyetini gösteriyor." İzah eder misiniz?
-
"Ey birader! Görüyorsun ki; bir adam yalnız şecaatla meşhur olursa, o şöhret, ona verdiği haysiyeti ihlâl etmemek için kolaylıkla yalana tenezzül etmez. Nerede kaldı ki, cemi-i ahlâk-ı âliye birden tecemmu ede. Evet mecmuda bir hüküm bulunur..." İzah?
-
"Bedevilere nisbeten çok ulûm-u nazariye vardır; medenilere nisbeten lisân-ı âdât ve ef’âlin telkinâtıyla ulûm-u mütearife hükmüne geçmişlerdir." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Bir ümmî, ulema meyanında mütedavil bir fende beyan-ı fikir ederse, ittifak noktalarda muvafık olarak ve muhtelefun fîhâ olan noktalarda muhalefet edip musahhihane olan sözü, onun tefevvuku kesbî olmadığını ispat eder." İzah eder misiniz?
-
"Tahakküm-ü zâhirî, kahr ve cebir ile mümkündür. Fakat efkâra galebe etmek, hem de ervâha tahabbüb ve tebayia tasallut, hem de hakimiyetini vicdanlar üzerine daima muhafaza etmek, hakikatin hassa-i fârikasıdır." İzah eder misiniz?
-
"İşte tarih-i âlem şehâdet eder ki; dâhî odur: Umumda bir veya iki hissin ve seciyenin ve istidadın inkişafına ve îkazına ve feverana getirmesine muvaffak olsun. Zira öyle bir hiss-i nâim îkaz edilmezse, sa’y hebaen gider ve muvakkat olur." İzahı nasıl?
-
"Kim tevfik isterse, kâinatta cârî olan âdetullaha âşinalık etmek ve nevâmis-i fıtrata dostluk etmek gerektir. Yoksa fıtrat tevfiksizlikle bir cevab-ı red verecektir." İzah eder misiniz?
-
"Hatta medeniyet nazarında, şeriatın en ziyade tenkide maruz olan mesâili, keşşaf zaman gösterdi ki; hayat-ı içtimaiyeye en ziyade lâzım o esaslardır..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Fenn-i tehzib-i ruh ve riyazetü’l-kalb ve terbiyetü’l-vicdan ve tedbirü’l-cesed ve tedvirü’l-menzil ve siyasetü’l-medine ve nizâmâtü’l-âlem ve fennü’l-hukuk vesaire..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"İradenin ibadetullahtır. Zihnin, mârifetullahtır. Hissin, muhabbetullahtır. Lâtifenin, müşahadetullahtır. Takva denilen ibadet-i kâmile, dördünü tazammun eder." İzah eder misiniz?
-
"Bu sözler garip bir rüyada, acib bir hitabenin parçasıdır. Tahayyül ediyorum, halkın ilmi dimağındadır. Musluğu açılsa rahatla akıyor. Hafızam sönüyor, yardım etmiyor..." Haşiyeyi izah eder misiniz?
-
"Bir bedevi yalnız dört şeye muhtaç iken; medeniyet yüz şeye muhtaç ve fakir etmiştir. Sa’y masrafa kâfi gelmediğinden hileye harama sevketmekle ahlâkın esasını şu noktadan ifsad etmiştir. Cemaate, nev’e verdiği servet, haşmete bedel..." Açıklar mısınız?
-
"Ahkâm cihetiyle hakaik-i ahval, desatir-i saadet-i dareyn, vesail-i terbiye, revabıt-ı hayat-ı içtimaiyenin istiabından..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"İptal-i dava-yı Nebide, büleğa-yı muanidîn, hasidin için iki yol vardı..." Birinci yolda başarılı olamayan yani fikren galip olamayan niye kaba kuvvete başvuruyor?
-
"Nâsın ekseri, cumhur-u avamdır. Nazar-ı Şâri’de ekall, eksere tâbidir. Zira avama müvecceh olan bir hitabı, havas fehmeder ve istifade eder. Bilâkis olursa olamaz." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Âlemde mündemiç olan; meylü’l-istikmâlin dalı olan insandaki meylü’t-terakkinin semeratı, fünun-u müterettibedir ki, pek çok tecârüb ile telâhuk-u efkârın netâicinden teşekkül etmişlerdir ki, terakki için bir nerdibanın basamaklarıdır." Devamıyla izahı?
-
"Onun hakk-ı sarîhi tasrihdir. Lâkin hîna ki, hissin galatı bizim mâ nahnü fîhimizi imkân derecesinden bedahete, yani cehl-i mürekkebe çıkardı..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Şâriin irşâd-ı cumhurdan maksud-u aslîsi; isbat-ı Sâni-i Vahid ve nübüvvet ve haşir ve adalete münhasırdır. Öyle ise Kur’ân’daki zikr-i ekvân, istidrâdî ve istidlâl içindir." İzah eder misiniz?
-
"Bazı zevahiri efkâra göre imale olunmuştur. İmale delalet için değil, belki vuzuh-u delil içindir." İzah eder misiniz?
-
"Mu’cize-i Muhammedî, ayn-ı Muhammed'dir (a.s.m.)." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Ahlâk-ı hasene çendan birbirine mübâyin değil, fakat derece-i kemâlde birbirine müzahamet eder. Biri galebe çalsa öteki zaifleşir..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Kemal-i hilm ile kemal-i şecaat. Hem kemal-i tevazu ile kemal-i şehamet. Hem kemal-i adalet ile kemal-i merhamet ve mürüvvet..." Buradaki vasıflara hadislerden misaller verir misiniz?
-
"Hem gayet tevekkül ile nihayet ictihad gibi mecâmi-i ahlâk-ı mütezahime birden derece-i âliyede bir zâtta içtimaı..." İçtihad ile tevekkül nasıl zıt olabilir?
-
"Nebiyy-i Hâşimînin sımâ-yı mânevîsinin cemâl ve ulviyetine dair Kemâl hoş demiştir: Sen ol mahbub-u âlemsin / Ki zülf ü ebrûvanındır,.." Devamıyla izah eder misiniz?