"Kur’an-ı Kerim, Cenab-ı Hakk'ın vücut, vahdet ve azametine istidlal suretiyle kâinattan bahsetmiştir. Yoksa, kâinatın bizzat keyfiyetini izah etmek için değildir." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Kur’an-ı Kerim, Cenâb-ı Hakkın vücut, vahdet ve azametine istidlal suretiyle kâinattan bahsetmiştir. Yoksa, kâinatın bizzat keyfiyetini izah etmek için değildir. Çünkü Kur’an-ı Kerim, coğrafya, kozmoğrafya gibi kasten kâinatın keyfiyetinden mana-yı ismiyle bahseden bir fen, bir kitap değildir." (İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi 23 ve 24. Ayetlerin Tefsiri)

Kur’an her cümlesi ve her satırı ile doğru, istikametli ve ilime uygun bir kitaptır. Ama bir ilim dalı gibi eşyayı en ince teferruatına kadar tetkik etmez ve ele almaz, zira Kur’an bir fen kitabı değildir.

Kur’an kâinattan sadece insanların ihtiyacı kadar ve onların seviyesine uygun bir şekilde bahseder. Çünkü Kur’an’ın asıl gayesi tevhid, nübüvvet, haşir, ibadet ve adalettir. Bunu da kâinattan basit, sade ve herkesin kavrayacağı bir dil ve üslub ile ifade eder. Çünkü insanların ekserisi avamdır ve basit fikirlidir.

İddia edilen şeye getirilen delil, iddianın kendisinden daha açık daha anlaşılır ve daha basit olması gerekir. Şayet iddia edilen şeye getirilen delilin kendisi izaha muhtaç ve kafa karışıklığına sebep oluyorsa, o delil davaya fayda değil, zarar verir.

Mesela, tevhid bir iddiadır ve davadır. Bu davanın insanlara kabul ettirilmesi için de delillerle ispat edilmesi gerekiyor. Ama getirilen deliller anlaşılması zor, muğlak ve müşkül olursa, insanlar bunu anlamaz hatta inkâr eder. Halbuki deliller gayet açık, berrak, anlaşılır ve tatmin edici olmalı ki, insanlar ikna ve mutmain olsunlar.

İşte Kur’an’ın, imanın esaslarını ispat etmek için getirdiği delillerin hepsi gayet basit, açık, berrak, anlaşılır ve tatmin edicidir. Kur’an, sadece havas tabakasının, ehl-i ilmin ve felsefecilerin seviyesine hitap eden girift, anlaşılması zor, müşkül delilleri kullanmıyor.

Meselâ; Kur’an Güneş'ten; herkesin rahatlıkla anlayabileceği soba ve lamba olma cihetlerini nazara veriyor.

Bazı felsefeciler çıkıp, "Kur’an neden kâinattan basit ve sathî bahsediyor, derin ve ilmî bir dil kullanmıyor?" diye şüphe vermeye çalışıyorlar. Bundan on dört asır önce Kur’an uçaktan, trenden, elektrikten açık bir dil ile bahsetmiş olsa, o zamanın insanları bunu anlamaz ve inkâr edeceklerdi. Bu yüzden Kur’an kâinattan bahsederken her dönemin ve her insanın anlayabileceği basit ve sade bir dil kullanmıştır.

Ama bunun yanında en mühim nimetlere de üstü kapalı bir şekilde işaret etmiştir. Kur’an'da fen ve teknik sahasındaki harika nimetler açık bir şekilde değil, işaret nev’inden ve perdeli olarak ifade edilmiştir.

“Kur’an’ın kâinattan yaptığı bahis, Hâlık’ın sıfatlarını isbat ve izah içindir. Binaenaleyh ne kadar cumhurun fehmine yakın olursa, irşada daha lâyık ve daha muvafık olur.”

Kur’an-ı Kerim, “tecri” kelimesiyle, güneşin “cereyan ettiğini” haber verir. Avam, bu kelimeyi “döner” manasında anlamakla, kendi hissine uygun gelen bu manayı rahatlıkla kabul eder. Havas ise bu ifadedeki ince hikmetlere nazar eder. Güneşin içinde birbirinden farklı çok hareketler olduğunu düşünür. Ayrıca, güneşin gezegenleriyle birlikte Vega yıldızına (Herkül Burcuna) doğru aktığını düşünür ve Kur’an’ın belağatına hayran olur.

Kur’an-ı Kerim avamın anlayışına en ünsiyetli gelen, rahatça anlayabilecekleri üslubu tercih eder. “Veşşemsü tecri….” ayeti bunun en güzel bir misaldir.

“Çünki öyle olmasa, delilin neticeden hafî olması lâzım gelir.”

Kur’an-ı Kerim, kâinattan Cenâb-ı Hakk’ın varlığına, birliğine, rahmetine, azametine, kudretine delil olarak bahsediyor. Delilin çok açık olması lazımdır ki, herkesçe kolayca anlaşılsın, tasdik edilsin.

İster güneş dönsün, ister dünya. Dünyayı döndürmek de, güneşi döndürmek de ilahi bir kudret gerektirir. Bu dönme meselesinde insanlar arasında görüş ayrılığı varsa ve ekseriyeti teşkil eden avam, dünyanın durup güneşin döndüğünü kabul ediyorsa, onların anlayışlarına tamamen zıt bir ifade, onların irşadına engel olabilir.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Bilim ve Risale-i Nur'da Bilimsel Yaklaşım.

- RİSÂLE-İ NUR'DA 'İLİM' KAVRAMI.

- Kur’an’ın, "kitab-ı kâinatın âyâtının müfessiri" olmasını izah eder misiniz?

- KUR'AN-I KERİM.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 676
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...