"Ekseriyet-i mutlakayı teşkil eden avâm-ı nâsın fehimleri Kur’ân’ca o kadar mürâat edilmiştir ki, birkaç dereceyi, birkaç ciheti ihtivâ eden bir meselede, avâmın fehimlerine en me’nus, en karib ciheti..." izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Ekseriyet-i mutlakayı teşkil eden avam-ı nâsın fehimleri Kur'anca o kadar müraat edilmiştir ki, birkaç dereceyi, birkaç ciheti ihtiva eden bir mes'elede avamın fehimlerine en me'nus en karib ciheti ve nazarlarına en vâzıh, en zâhir dereceyi söylüyor. Çünkü öyle olmasa delilin neticeden hafî olması lâzım gelir."

"Kur’an’ın kâinattan yaptığı bahis, Hâlık’ın sıfatlarını ispat ve izah içindir. Binaenaleyh ne kadar cumhurun fehmine yakın olursa irşada daha lâyık ve daha muvafık olur... "(1)

İnsanlar, Kur’ân ilimlerine vakıf olma yönünden, “avam ve havas” olmak üzere iki gruba ayrılır. Büyük çoğunluğu, Kur’ân’ı anlamaktan, ondaki ince manalara nüfuz etmekten, işarî manaları keşfetmekten çok uzak olan avam tabakası teşkil eder.

İnsanları irşad için nazil olan Kur’ân, sadece âlimlerin anlayabileceği ince ve derin mânaları nazara verseydi, büyük bir kesim onun irşadından mahrum kalırdı. Bu sebeple, ekseriyeti teşkil eden avamın anlayışı esas alınmış, bir âyetin çok farklı cihetleri olsa da bunlar içerisinde avamın rahatlıkla anlayabileceği mâna nazara verilmiş, işaret ve remizlerle havas tabakasına da hitap edilmiştir.

Bilhassa kâinattaki fennî hakikatlerle alâkalı bahislerde, avamın anlayamayacağı şekilde hitap edilmesi halinde, Üstad Hazretlerinin ifadesiyle; “delilin neticeden hafî olması lâzım gelir(di)”.

Bir başka risalede bu konuda şu misal veriliyor:

“Mesela, eğer Kur'an-ı Kerim, makam-ı istidlalde şöylece demiş olsaydı ki: 'Ey insanlar! Güneş'in zahiri hareketiyle hakiki sükununa ve arzın zahiri sükunuyla hakiki hareketine ve yıldızlar arasında cazibe-i umumiyenin garibelerine ve elektriğin acibelerine ve yetmiş unsur arasında hasıl olan imtizacata ve bir avuç su içinde binler mikrobun bulunmasına dikkat ediniz ki, bu gibi harika şeylerden Cenâb-ı Hakk'ın her şeye kadir olduğunu anlayasınız.' deseydi, delil, müddeadan binlerce derece daha hafi, daha müşkül olurdu.”(2)

O zaman, İlahi azamete delil getirilen bu hâdise, yani güneşin değil de dünyanın döndüğünü o günkü insanlar anlayamayacaklardı. Akıllarının almadığı bu hakikati inkâr edecekler ve İlâhî irşattan mahrum kalacaklardı.

Hâlbuki “Kur’ân'ın kâinattan yaptığı bahis, Hâlık'ın sıfatlarını isbat ve izah içindir. Binaenaleyh ne kadar cumhurun fehmine yakın olursa, irşada daha lâyık ve daha muvafık olur.”

Kur’ân-ı Kerim, “tecrî” kelimesiyle, güneşin “cereyan ettiğini” haber verir. Avam, bu kelimeyi “döner” mânasında anlamakla, kendi hissine uygun gelen bu mânayı rahatlıkla kabul eder. Havas ise bu ifadedeki ince hikmetlere nazar eder. Güneş'in içinde birbirinden farklı çok hareketler olduğunu düşünür. Ayrıca, Güneş'in gezegenleriyle birlikte Vega yıldızına (Herkül Burcuna) doğru aktığını düşünür ve Kur’ân’ın belağatına hayran olur.

Yirmi Beşinci Söz'de bu ayetin harika bir izahı yapılmıştır. Ona bakılabilir.

“Birkaç dereceyi, birkaç ciheti ihtiva eden bir mes'elede avamın fehimlerine en me'nus, en karib ciheti ve nazarlarına en vâzıh, en zâhir dereceyi söylüyor.”

Bir mesele birkaç cihetten anlatılabilir. Kur’ân-ı Kerim avamın anlayışına en ünsiyetli gelen, rahatça anlayabilecekleri üslubu tercih eder. “Veşşemsü tecrî...” âyeti bunun en güzel bir misalidir.

"Çünkü öyle olmasa, delilin neticeden hafî olması lâzım gelir."

Kur’ân-ı Kerim, kâinattan Cenâb-ı Hakk’ın varlığına, birliğine, rahmetine, azametine, kudretine delil olarak bahsediyor. Delilin çok açık olması lazımdır ki, herkesçe kolayca anlaşılsın, tasdik edilsin.

"Kur’ân'ın kâinattan yaptığı bahis, Hâlık'ın sıfatlarını ispat ve izah içindir."

İster Güneş dönsün, ister dünya.

Dünyayı döndürmek de Güneşi döndürmek de ilahî bir kudret gerektirir. Bu dönme konusunda insanlar arasında görüş ayrılığı varsa ve çoğunluğu teşkil eden avam kısmı, dünyanın durup güneşin döndüğünü kabul ediyorsa, onların anlayışlarına tamamen zıt bir ifade, onların hakkı kabul etmelerine engel olabilir.

Dipnotlar:

(1) bk. Mesnevi-i Nuriye, Şemme.
(2) bk. İşaratül-İcaz, Bakara Suresi 23 ve 24. Ayetlerin Tefsiri (Nübüvvet Hakkında).

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 2.971
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...