"Maden-i kemalat ve muallim-i ahlak-ı âliye olan o dellal-ı vahdaniyet ve saadet, kendi kendine söylemiyor, belki söylettiriliyor. Evet, Hâlık-ı Kâinat tarafından söylettiriliyor." İzah eder misiniz?

Değerli Kardeşimiz;

"Hem maden-i kemâlât ve muallim-i ahlâk-ı âliye olan o dellâl-ı vahdâniyet ve saadet, kendi kendine söylemiyor, belki söylettiriliyor. Evet, Hâlık-ı Kâinat tarafından söylettiriliyor. Üstad-ı Ezelîsinden ders alır, sonra ders verir." (Mektubat, On Dokuzuncu Mektup, On Dokuzuncu Nükteli İşaret)

İnsanlığın ulaşabileceği bütün mükemmel özellikler ve faziletler, ancak Ahmed-i Muhammed (asm) madeni ve kaynağından alınan hammaddelerden olabilir.

Bütün yüce ve aşkın ahlakların talim ve terbiye edicisi, yine Ahmed-i Muhammed (asm)’dir. İnsanlık yüce ve güzel ahlakın zirvesini onda gördü ve ondan öğrendi.

O aynı zamanda tevhidin ve mutluluğun tarif ve ilan edicisidir. Zaten kalpler ve ruhlar ancak tevhit ve vahdet ile tatmin olup huzura erebilir ki vahdet ve tevhit dersini insanlığa en geniş, en derin ve en kesin talim eden yine Ahmed-i Muhammed (asm)’dir.

Hz Aişe validemize Peygamberimizin (asm) ahlakı sorulduğunda, "Onun ahlakı, Kur'an ahlakıydı." diye cevap verirdi.

Ayrıca bir hadiste Peygamberimiz (asm) şöyle buyurur:

"اَدَّبَنِى رَبِّى فَاَحْسَنَ تَاْدِيبِى Yani, 'Rabbim bana edebi güzel bir surette ihsan etmiş, edeplendirmiş.' Evet, siyer-i Nebeviyeye dikkat eden ve Sünnet-i Seniyyeyi bilen, katiyen anlar ki, edebin envaını, Cenâb-ı Hak, Habibinde cem etmiştir." (Lem'alar, On Birinci Lem'a)

O kendi aklından, hevasından, gözlem ve tecrübelerinden konuşmuyor. O vahiy ile konuşuyor ve onun hocası ve mürebbisi Allah’tır.

“O, kendiliğinden konuşmamaktadır.” (Necm, 53/62)

İlave bilgi için tıklayınız:

- "Sünnet-i Seniyyedeki edep, o Sâni-i Zülcelâlin esmâlarının hudutları içinde bir mahz-ı edep vaziyetini takınmaktır." İzah eder misiniz?

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü