"Ubudiyet yolu, zararsız olmakla beraber, ondan dokuz ihtimalle bir saadet-i ebediye hazinesi vardır." cümlesini, "kırk vefiyattan bir kişinin kurtulduğu" cümlesi ile nasıl bağdaştırabiliriz?
Değerli Kardeşimiz;
Şunu hemen belirtelim ki, bir yerde vefat eden kırk kişiden, yalnız birkaçının kurtulması özel bir durumdur; o beldede yaşayan insanların İslâmî yaşantılarının olumsuzluğuyla ilgilidir. Bir başka beldede bu rakam üçte bir, başka bir yerde yüzde seksen olabilir.
“Ubudiyet yolu, zararsız olmakla beraber, ondan dokuz ihtimalle bir saadet-i ebediye hazinesi vardır.”(1) cümlesi ise, müminin “havf ve reca” yani “korku ve ümit” arasında yaşaması ve onları ihtiyata sevk etmesiyle ilgilidir.
İslâm dini kişinin korku ve ümit arasında yaşamasını emreder. İnsan ne kadar ibadet ederse etsin akıbetinden emin olmamalı, kendini mutlaka cennetlik olarak görmemelidir. Yine bir mümin, ne kadar günah işlerse işlesin, Allah’ın rahmetinden ümit kesmemeli ve “Ben artık kesinlikle cennet yüzü göremem.” dememelidir. Kişi, ne Allah’tan ümidini kesip yeise düşecek ne de ameline güvenip ucba girecek.
Soruda geçen “onda kokuz ihtimal” ifadesi bize bu dersi vermektedir.
"Hüküm eksere göre verilir.", kaidesince ve Allah Resulünün;
“Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz.”(2)
buyurduğu gibi, bir kişi şekavet yolunda bir ömür geçirmişse, sonunun felaket olması onda dokuz ihtimaldir. Tövbe edip yanlış yoldan dönmesi ise yüzde on ihtimalledir.
Ehl-i hidayetin yolunda durum bunun aksidir. İnsan bir ömür boyu imtihanda olduğu için, imanla ölmedikçe kendisi için yüzde yüz bir kurtuluştan söz edilemez. Kişi, bütün ömrünü hayır ve hasenatla, istikamet yolunda geçirdiği hâlde, Allah muhafaza, sonunda ayağı kayabilir, hidayet yolundan sapabilir. Bu bakımdan, hiç kimse kendisini garantide görmemeli, akıbetinden endişe etmeli ve hüsn-ü hatime için Rabbine sığınmalıdır.
Dipnotlar:
(1) bk. Sözler, Üçüncü Söz.
(2) bk. Aliyyülkârî, Mirkâtü’l-mefâtîh 1/332, 7/375, 8/431.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
"Hüküm eksere göre verilir.", kaidesince ve Allah Resulünün “ Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz.”(2)buyurduğu gibi, bir kişi şekavet yolunda bir ömür geçirmişse, sonunun felaket olması onda dokuz ihtimaldir. Tövbe edip yanlış yoldan dönmesi ise yüzde on ihtimalledir." diyorsunuz.
Fısk ve sefahet içinde yaşayan yani büyük günahlara ve nefsine düşkün yaşayan bir insanın o yoldan dönmesi de kolay bir şey değilki. Alışkanlığı bırakmak hem zor, hem nefse hoş geliyorsa çok daha zor. İmkansız değil.
Ama neden yanlış yoldan dönmesi için yüzde on gibi bir rakam veriliyor? Belki çokları bu şekilde kurtulmuştur.
Hem burada sonunun felaket olması yine ebedi cehennem olarak değerlendirmek yine bizim için gaybtır. Zira imanla kabre girme durumu var. Ama cezasının karşılığını görebilir.