"Merhum Hâfız Ali'nin (r.h.) küçücük böyle bir halden, vefatından bir parça evvel şekvâsı, o vakitten beri belki yüz defa hatırıma gelip beni müteessir etmiş." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Aziz, sıddık, sarsılmaz kardeşlerim,"
"Sizi ruh u canımla tebrik ederim ki, çabuk yaramızı tedavi ettiniz. Ben de bu gece şifadan tam ferahlandım. Zaten Medresetü'z-Zehrâ tevessü edip, hakikî ihlâs ve tam fedakârâne terk-i enâniyeti ve tevazu-u tâmmı daire-i Nurda aşılıyor, neşreder. Elbette gayet cüz'î ve muvakkat hassasiyet ve titizlik ve nazlanmak, o kuvvetli dersini ve uhuvvet alâkasını bozamaz ve İhlâs Lem'ası bu noktada mükemmel nâsihtir."
"Şimdi en ziyade bizi ve Nurları vurmak ve sarsmak için en fena plân, Nur talebelerini birbirinden soğutmak ve usandırmak ve meşreb ve fikir cihetinde birbirinden ayırmaktır. Gerçi gayet cüz'î bir nazlanmak oldu. Fakat göze bir saç düşse, başa düşen bir taş kadar incitir ki, büyük bir hadise hükmünde, mataram haber verdi. Merhum Hâfız Ali'nin (r.h.) küçücük böyle bir halden, vefatından bir parça evvel şekvâsı, o vakitten beri belki yüz defa hatırıma gelip beni müteessir etmiş."(1)
Risale-i Nur'u çoğaltan iki ekol vardı. Bunlardan birisinin başını Hafız Ali Ağabey, diğerini de Hüsrev Ağabey çekmekte idi. Nur Fabrikası Sahibi Hafız Ali Ağabey iken, Gül Fabrikası Katibi Hüsrev Ağabey idi.
Risale-i Nur'un düşmanları bu iki ekolü birbirine karşı getirmek ve bir ruh hükmünde olan Nur şakirtlerini birbirinden koparmak istiyorlardı. Hem Hüsrev Ağabey aleyhine hem de Hafız Ali Ağabey aleyhine propaganda yapılıp, bir parça aralarına soğukluk ve nazlanma girmiş, ama Üstadımızın himmet ve basireti ile bu menfi durum çabuk düzelmiştir.
Nur Talebelerini, hususan ileri gelenlerini birbirinden soğutmak ve birbirinin aleyhine geçirmek için uygulanan bu dessas planın hedefinde Hüsrev Ağabey vardı ve Üstad Hazretleri, talebeleri, koğuşlarındaki fitneye karşı, “Dehşetli bir parmak buraya, hususan altıncıya karışıyor.” diyerek uyarıyordu.
Hapiste talebelerin kaldığı altı numaralı koğuş içine yerleştirdikleri, dost gibi görünen adamları vasıtasıyla gizliden gizliye Hüsrev Efendi aleyhinde dedikodu ve suizanlar yaymaya ve Nur Talebelerinin fikirlerini bulandırmaya başladılar. Onun çeşitli söz ve tavırlarını tenkit mevzuu yaparak, diğer Nur Talebelerinin rekabet damarlarını tahrike çalışıyorlardı...
(1) bk. Şualar, On Dördüncü Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü