"Meydan-ı tayeran-ı ervaha geçmek ve mahlukatın sıkıntılı gürültüsünden sıyrılıp Huzur-u Rahman'a gitmek" kısmını açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
Nur Külliyatı'nda, ölümle alakalı tariflerin birinde "ıtlak-ı ruh" tabiri kullanılır. Itlak, kayıtlardan kurtulmak, serbest kalmak demektir.
Görmemizi misâl alalım: Ruh, görme sıfatıyla bir anda Güneş'e varabiliyor ve onu görebiliyor. Ancak, bizzat Güneş'e varmak istese, beden kaydından kurtulması gerekir. Bedenle kayıtlı olduğu sürece ruh ne bir anda birkaç yerde bulunabilir, ne de uzak mesafelere kısa bir zamanda varabilir.
Ruh, ölümle “sıkıntılı hayat-ı cismaniden” kurtuluyor ve kendi serbest hayatını sürmeye başlayınca birçok meydanlarda tayeran edebiliyor, yani uçar gibi süratle o mesafeleri dolaşabiliyor.
Ahirette, sûr’a ikinci üflenişte bütün ruhlar, Üstad’ın tabiriyle, ceset libaslarını giyerek Allah’ın huzurunda bir anda toplanacaklarına göre, buradaki ifade ölümle diriliş arasındaki berzah hayatına dairdir.
Cennet ehlinin hepsinin ruhları bedenlerine galip olacağı için, cennette bir mü’min bir anda birkaç mekânda bulunabileceği gibi, çok uzak mesafelere de yine bir anda ulaşabilecektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü