Mi’rac hakikatinin iman esaslarında makamı ve yeri nedir?
Değerli Kardeşimiz;
İsra ve mi’racla ilgili ayet-i kerimelere iman etmek, kitaplara imanın bir gereğidir. Bir tek ayetin dahi inkâr edilmesi küfrü mucib olur. Zira iman tecezzi kabul etmez.
Yalnız, şu nokta çok önemlidir. Ayetleri kabul etmemek başka, ayetlerin tefsirini yahut tevilini kabul etmemek daha başkadır. Bu ikinciler küfre sebep olmazlar. En sağlam yol bu konudaki Ehl-i sünnet âlimlerinin görüşlerini aynen kabul edip, tevillerle fazla uğraşmamaktır. Zira bunda hiçbir fayda olmamakla birlikte, yanlış mukayeselerle hataya düşme ihtimali fazladır.
Üstadımız bu konuda şu güzel değerlendirmeyi yapmaktadır:
"S. Kur’an, zaruriyat-ı diniyedendir. Zaruriyatta ihtilâf olamaz. Halbuki müfessirlerce verilen ayrı ayrı manaların bir kısmı birbirine muhaliftir."
"C. Azizim! Kur’ân’ın her bir kelamı, üç kaziyeyi müştemildir.
Birincisi: Bu, Allah’ın kelamıdır.
İkincisi: Allah’ca murad olan mana, haktır.
Üçüncüsü: Mana-yı murad, budur."
"Eğer Kur’an’ın o kelamı, başka bir manaya ihtimali olmayan muhkemattan olursa veya Kur’an’ın başka bir yerinde beyan edilmişse, birinci ve ikinci kaziyeleri aynen kabul etmek lazımdır ve inkârları da küfürdür. Şayet Kur’an’ın o kelamı, başka bir manaya ihtimali olan bir nass veya zahir olursa, üçüncü kaziyeyi kabul etmek lazım olmadığı gibi, inkârı da küfür değildir. İşte, müfessirlerin ihtilafları, ancak ve ancak şu kısma aittir." (İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi 6. Ayetin Tefsiri.)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü