"Nasıl ki bir avuç toprak yüzer çiçeklere nöbetle saksılık eden kabında..." cümlesine binaen; bitkilerin farklılık sebepleri zaten tohumlarında saklı. Toprağın o çiçeklerin hâsiyetlerini bilmesine gerek var mı?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Bir şeyi yapmak ilimle olur. Tohumların içinde ince ve latîf bir şekilde yazılmış programları bilmeyen bir toprak nasıl onları icat edebilir?

İnsan, bir varlığa gaflet nazarıyla baktığında onun sebeplerden sudur ettiğini, onlardan çıktığını vehmedebilir, ama biraz dikkat etmek bunun böyle olamayacağını ortaya koymaya yeter.

Su çeşmeden akar, ama suyu yapan çeşme değildir. Çeşme, suyun aktığı mekândır. Mekân bir şey yapamaz, ancak o mekânda bir şeyler yapılır.

Topraktan çıkan ağaçları, ağaçlardan çıkan meyveleri de aynen çeşmeden akan sular gibi değerlendirmek gerekir. Ne ağacı toprak yapmıştır, ne de meyveleri ağaç.

Kâinatın tamamı bir fabrika gibi tanzim edilmiş ve bu fabrikada önce bitkiler, sonra hayvanlar ve nihayet insanlar yaratılmıştır. Ama bunları yapan, kâinat değildir, tıpkı mamulleri fabrikanın yapmadığı gibi.

Fabrika, mamullerin imal edildiği mekândır. Nitekim o mamullerin sahibi sorulduğunda herkes fabrikanın sahibinden söz eder; fabrikadan değil.

Ama maddeci felsefe, çiçekleri; toprak, hava, su ve ateş gibi ilimsiz, şuursuz ve cansız maddelerin yaptığını iddia etmektedir. Üstad Hazretleri, “Her tarafı ilim ve şuur olan bir eserin, ilimsiz ve şuursuz sebepler eli ile icat edilmesi mümkün değil.” diyerek, bu düşüncenin batıl olduğunu ortaya koyuyor.

Diğer bir husus:

Bir çiçeğin tohumunda saklı olan programın tatbik sahasına çıkıp yeşerebilmesi için, bütün kâinatın ve sebeplerin bir fabrika gibi işlemesi gerekiyor. Bu sebeplerden bir tanesi olmasa o çiçek hayat bulamaz. Öyle ise çiçeği icad eden Zât'ın bütün kâinatı ve sebepleri elinde tutması, onlara hükmetmesi gerekir. Bütün bunların yapılabilmesi için nihayetsiz bir ilim, irade ve kudret lazımdır. Bu üç sıfat olmadan bir tek çiçeğin dahi vücuda gelmesi mümkün değildir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

çekirdek

Topraktaki akılsız ve şuursuz zerreler, muntazam ve karışık bir fabrika hükmünde olan bir çiçeğin bünyesine girip, muntazaman, şaşırmadan işliyorlar..O akılsız ve şuursuz ve kör toprak zerreleri ilim ve irade sahibi bir zatın kudreti tecelli etmezse, kendi başlarına iş yapamayacak kadar akılsız, şuursuz ve kördürler.

Ayrıca, o tohumdaki manevi program ve fihriste de akılları hayrette bırakan bir sanat ve hikmet harikasıdır..Akılsız ve şuursuz ve kör sebeplerin işi olamaz. Ancak ilim ve irade ile olur.

Ayrıca, mesela bir çiçek trilyonlarca zerrenin muntazam bir tabur gibi birlikte hareket etmesi ile meydana geliyor...Trilyonlarca zerre hep birlikte bir tek yerden emir almış gibi mesela çiçeğin o ince püskülcüklerini yapmak için hareket ediyorlar..Bu trilyonlarca akılsız, şuursuz ve kör zerreyi hep birlikte hareket ettiren ilim ve irade sahibi bir kudret gerekir..Çünkü, ne toprakta ve ne de tohumun içindeki program ve fihristede, bu trilyonlarca zerreyi hep birlikte hareket ettirecek bir kuvvet olmadığı gibi, çiçeği teşkil eden akılsız ve şuursuz ve kör trilyonlarca zerrelerde de, tohumdaki o manevi programı okuyacak ve karıştırmadan, yanlış yapmadan muntazam bir tabur gibi hareket edecek bir kabiliyet yoktur..Öyle ise, o çiçeğin trilyonlarca zerresini, o tohumdaki programa göre hareket ettiren ilim ve irade sahibi bir zatın kudreti vardır..

Elhasıl, o tohumun fihristesinin ve programının toz tanesi kadar bir tohumda dercedilmesi de, tohumdaki trilyonlarca atomun hep birlikte şaşırmadan karıştırmadan hareket etmesi de, topraktaki zerrelerin o çiçeğin bünyesinde şaşırmadan iş yapması da hep ilim ve irade sahibi zatın kudretinin tecellisini gösterir...

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...