"Nazdar", "Nazenin" ve "Nazik" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Nazik; Risale-i Nur'da nihayetsiz aciz ve fakirlikten gelen zayıflık ve dayanaksızlık manasına geliyor.
Nazenin ise; Allah’ın bütün isim ve sıfatlarına ayna olma kabiliyetinin vermiş olduğu hassasiyet ve incelik manasınadır. Yani insan mahlûkat içinde öyle nazenin bir mahiyete sahip ki, Allah’ın bütün isim ve sıfatlarını ölçüp tartabilecek bir hassasiyet ve inceliktedir.
Nazdar kelimesinde ise, şöyle bir incelik var; nasıl zengin bir ailenin çocuğu etrafında her şey pervane olur, bütün aile efradı ona hizmet eder, hatta onu şımartır ise aynı şekilde insan da şu kâinat ailesinin şımarık ve nazdar bir çocuğu gibidir. Kâinatta her şey insanın etrafında ve onun hayatı için döner ve hizmet eder. Koca güneş insana soba, ay ise takvim oluyor. Bütün bunlar insanın kâinat ve mahlûkat içinde ne kadar nazdar bir makamda olduğuna işaret ediyor.
"Rububiyetini gösteren; ve beşeri, şecere-i kâinatın en cami’ ve en nazik ve en nazenin, en nazdar, en niyazdar bir meyvesi yaratıp kendine muhatap ittihaz ederek her şeyi ona musahhar kılmakla,.." (10. Söz)
İnsanın nazik ve nazenin olması ise, bütün kâinatın insana hizmet ve itaat ettirilmesine kinayedir. Bunun sayılamayacak kadar çok misalleri vardır. Meselâ, en rahat seyahat vasıtası olan uçakta bile insanlar motorların gürültüsünü belli bir ölçüde duyar ve yanındakilerle çok rahat konuşamazlar. Dünya kendi etrafında saatte 1.670 km, güneşin etrafında ise saatte 108.000 km. hızla döndüğü halde yolcularını hiç rahatsız etmez; ne ses çıkarır, ne de sarsıntı yapar. Bu, insanın nazik, nazenin, nazdar olmasındandır. Aynı rahatlık diğer canlılar için de söz konusudur, ama onlar bu seyahatin farkında bile değildirler.
Nazlı ve nazdar olmak, sadece dünya seyahatinin rahatlığıyla sınırlı değildir. Meselâ, bir hayvan ağzını yerlere sürterek rızkını toplarken, insan sofraya oturarak yemeğini yer. Yine, hayvan rızkını olduğu gibi alırken, insan onları pişirir, çeşitli nimetleri bir araya getirir, farklı lezzetler elde eder.
Nefes alırken kanımız temizlenir de hiç farkına varmayız. Ama halımızı temizleyen robotun gürültüsünden rahatsız oluruz.
Elbisemizi değiştirirken az da olsa bir kuvvet sarf ettiğimiz halde, trilyonlarca hücremizin sürekli değişmesinin farkında bile olmayız. Saçlarımızın ve tırnaklarımızın uzamasıyla bedenimizdeki bu değişimlere dikkatimiz çekilir ve şükür borcumuz hatırlatılır.
İnsanın nazlı olmasının en büyük bir nişânesi de kendisi gibi dünyaya misafir olarak gelen ve onun hizmetine verilen hayvanları dilediğinde kesip yiyebilmesidir.
Bir misafirin ev sahibinin yanındaki hatırının bir ölçüsü de sofrasına dizilen yemeklerdir. İnsan ise misafir yiyen misafir gibidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü